Your browser doesn’t support HTML5 audio
ذَٰلِكَ ٱلْفَضْلُ مِنَ ٱللَّهِ ۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ عَلِيمًا
Zâlikel fadlu minallâh(minallâhi) ve kefâ billâhi alîmâ(alîmen).
Bu lütuf Allah’tandır. Hakkıyla bilen olarak Allah yeter.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- bu
- ذَٰلِكَ
- ni’met
- الْفَضْلُ
- ف ض ل
- -tandır
- مِنَ
- Allah-
- اللَّهِ
- ve yeter
- وَكَفَىٰ
- ك ف ي
- Allah
- بِاللَّهِ
- bilen olarak
- عَلِيمًا
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Bu lütuf Allah’tandır. Hakkıyla bilen olarak Allah yeter.
- Diyanet Vakfı: Bu lütuf Allah´tandır. Bilen olarak Allah yeter.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte bu lütuf Allah´tandır. Yeter ki bilen Allah olsun.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bu lütuf Allah´tandır. Bilen olarak Allah yeter.
- Ali Fikri Yavuz: İşte itaatkârlara yapılan bu ihsan Allah’dandır. Her şeyi bilici olarak Allah kâfidir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte bu fazıl, Allahdan: Elverir ki bilen Allah olsun
- Fizilal-il Kuran: Bu Allah´ın bağışıdır. Allah herşeyi yeterince bilir.
- Hasan Basri Çantay: Bu, Allahdan bir lutf-ü inâyetdir. (Her şey´i) hakkıyle bilici olarak Allah yeter.
- İbni Kesir: Bu büyük lütuf, Allah´tandır. Allah; her şeyi bilici olarak kafidir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: İşte bu fazl, Allah Teâlâ´dandır. Ve Hak Teâlâ bihakkın bilici olarak kâfidir.
- Tefhim-ul Kuran: Bu fazl (bol ihsan), Allah´tandır. Bilen olarak Allah yeter.
Resim yüklenemedi.