Your browser doesn’t support HTML5 audio
ثُمَّ إِنِّى دَعَوْتُهُمْ جِهَارًا
Summe innî deavtuhum cihârâ(cihâran).
“Sonra ben onları açık açık davet ettim.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sonra
- ثُمَّ
- elbette ben
- إِنِّي
- onları da’vet ettim
- دَعَوْتُهُمْ
- د ع و
- açıkça
- جِهَارًا
- ج ه ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Sonra ben onları açık açık davet ettim.”
- Diyanet Vakfı: Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım.
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Sonra ben onları açık açık çağırdım.»
- Ali Fikri Yavuz: Sonra ben, onları aşikâre olarak (tevbeye) çağırdım.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım
- Fizilal-il Kuran: Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım.
- Hasan Basri Çantay: «Sonra ben onları hakıykaten en yüksek ses (im) le çağırdım».
- İbni Kesir: Sonra ben; onları gerçekten açıkça çağırdım.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (7-8) «Muhakak ki ben onlar için mağfiret buyurasın diye kendilerini her ne zaman dâvet etti isem parmaklarını kulaklarına tıkadılar ve libaslarına büründüler ve ısrar ettiler ve böbürleniverdiler. Sonra muhakkak ki ben onları, apaçık dâvet ettim.»
- Tefhim-ul Kuran: «Sonra ben onları açıktan açığa da davet ettim.»
Resim yüklenemedi.