Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَقَدِ ٱسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِّن قَبْلِكَ فَأَمْلَيْتُ لِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ ۖ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِ
Ve lekadistuhzie bi rusulin min kablike fe emleytu lillezîne keferû summe ehaztuhum, fe keyfe kâne ıkâb(ıkâbi).
Andolsun, senden önce de nice peygamberler alaya alındı da ben inkâr edenlere bir süre (mühlet) verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Benim cezalandırmam nasılmış!
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve andolsun
- وَلَقَدِ
- alay edildi
- اسْتُهْزِئَ
- ه ز ا
- peygamberlerle
- بِرُسُلٍ
- ر س ل
- مِنْ
- senden önceki
- قَبْلِكَ
- ق ب ل
- fakat bir süre verdim
- فَأَمْلَيْتُ
- م ل و
- kimselere
- لِلَّذِينَ
- inkar eden(lere)
- كَفَرُوا
- ك ف ر
- sonra
- ثُمَّ
- onları yakaladım
- أَخَذْتُهُمْ
- ا خ ذ
- nasıl
- فَكَيْفَ
- ك ي ف
- imiş
- كَانَ
- ك و ن
- cezam
- عِقَابِ
- ع ق ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, senden önce de nice peygamberler alaya alındı da ben inkâr edenlere bir süre (mühlet) verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Benim cezalandırmam nasılmış!
- Diyanet Vakfı: Andolsun, senden önceki peygamberlerle de alay edildi de ben inkâr edenlere mühlet verdim, sonra da onları yakaladım. (Görseydin ki) azabım nasılmış!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki senden önceki peygamberlerle alay edildi. Ben de o küfredenlere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum cezalandırdım! O vakit azabım nasıl olmuştu?
- Elmalılı Hamdi Yazır: Andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi. Ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum onları cezalandırdım. O vakit azabım nasıl imiş (gördüler).
- Ali Fikri Yavuz: Andolsun ki, (Ey Rasûlüm) senden önce gelen Peygamberlerle de istihza edildi; ben de o kâfirlere bir müddet için meydan verdim. Sonra da onları azabla yakalayıverdim. Benim azabım nasıl dehşetli olmuştu!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Kasem olsun ki senden evvel ki peygamberlerle istihza edildi de ben o küfredenlere bir müddet meydan verdim sonra da tuttum ıkaba çektim, o vakıt ıkabım nasıl oldu?
- Fizilal-il Kuran: Senden önceki birçok peygamber ile de alay etmişlerdi. Ben o kâfirlere bir süre meydan verdim, fakat sonra yakalarına yapıştım. O zaman azabım nice oldu?
- Hasan Basri Çantay: Andolsun ki (Habîbim) senden evvelki peygamberlerle de istihza edilmişdir de ben o küfredenler (e bir zaman) için meydan vermişimdir. Sonra ise onları yakalayıverdim. Bu, benim nasıl (ve ne müdhiş) bir ıkaabımdr!
- İbni Kesir: Andolsun ki; senden önce de nice peygamberlerle alay edilmişti. Küfredenleri önce tehir ettim, sonra cezalarını verdim. Cezalandırmam nasıldı?
- Ömer Nasuhi Bilmen: Andolsun ki, senden evvelki peygamberler ile istihzâda bulunulmuştu. Ben kâfir olanlara bir mühlet verdim, sonra onları yakaladım. Artık azap nasıl oldu!
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun, senden önceki peygamberlerle de alay edildi, bunun üzerine ben de o küfre sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları (kıskıvrak) yakalayıverdim. İşte nasıldı o sonuçlandırma?
Resim yüklenemedi.