Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ رُسُلًا إِلَىٰ قَوْمِهِمْ فَجَآءُوهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَٱنتَقَمْنَا مِنَ ٱلَّذِينَ أَجْرَمُوا۟ ۖ وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ ٱلْمُؤْمِنِينَ
Ve lekad erselnâ min kablike rusulen ilâ kavmihim fe câûhum bil beyyinâti fentekamnâ minellezîne ecramû, ve kâne hakkan aleynâ nasrul mu’minîn(mu’minîne).
Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- andolsun ki
- وَلَقَدْ
- biz gönderdik
- أَرْسَلْنَا
- ر س ل
- مِنْ
- senden önce
- قَبْلِكَ
- ق ب ل
- elçileri
- رُسُلًا
- ر س ل
- إِلَىٰ
- kavimlerine
- قَوْمِهِمْ
- ق و م
- onlara geldiler
- فَجَاءُوهُمْ
- ج ي ا
- delillerle
- بِالْبَيِّنَاتِ
- ب ي ن
- ve biz öc aldık
- فَانْتَقَمْنَا
- ن ق م
- -den
- مِنَ
- kimseler-
- الَّذِينَ
- suç işleyen(ler)
- أَجْرَمُوا
- ج ر م
- ve idi
- وَكَانَ
- ك و ن
- borç
- حَقًّا
- ح ق ق
- üzerimize
- عَلَيْنَا
- yardım etmek
- نَصْرُ
- ن ص ر
- mü’minlere
- الْمُؤْمِنِينَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
- Diyanet Vakfı: Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine suç işleyenlerden intikam aldık. Mü´minlere yardım ise üzerimizde bir hak oldu.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm), gerçekten biz, senden evvel bir çok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara, (hak peygamber olduklarını isbat eden apaçık) delillerle vardılar. Fakat (onlar iman etmedikleri için) o günah işliyenlerden biz intikâm aldık. Müminlere, (kendilerini peygamberlerle beraber kurtarmak suretiyle) yardım etmek üzerimize bir hak oldu.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Celâlim hakkı için senden evvel bir çok Resulleri kavmlerine gönderdik de onlara beyyinelerle vardılar, onun üzerine cürm işliyenlerden intikam aldık, mü´minlere ise nusrat uhdemizde bir hakk oldu
- Fizilal-il Kuran: Andolsun ki, biz senden önce de elçileri kavimlerine gönderdik, onlar belgeler getirdiler; dinleyip suç işleyenlerden öç aldık, zira inananlara yardım etmek bize hak olmuştur.
- Hasan Basri Çantay: Andolsun ki biz senden evvel kendi kavmlerine (nice) peygamberler göndermişizdir de onlara açık açık bürhanlar getirmişlerdir. Fakat (îman etmedikleri için) biz o günâh işleyenlerden intikaam almışızdır. Mü´minlere yardım etmek ise üstümüzde bir hakdır.
- İbni Kesir: Andolsun ki; senden önce Biz, nice peygamberleri kendi kavimlerine göndermişizdir de onlara açık deliller getirmişlerdir. Ama Biz, suç işleyenlerden öç aldık. Çünkü mü´minlere yardım etmek üstümüze bir haktır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Celâlim hakkı için senden evvel kavimlerine peygamberler gönderdik de onlara açık açık deliller ile gelmişlerdi. Artık günahkâr olanlardan intikam almış idik. Mü´minlere yardım etmek ise Bizim üzerimize bir hak olmuştur.
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun, biz senden önce kendi kavimlerine peygamberler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece biz de suçlu günahkârlardan intikam aldık. İman etmekte olanlara yardım etmek ise, bizim üzerimizde bir haktır.
Resim yüklenemedi.