Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَدْ صَدَّقْتَ ٱلرُّءْيَآ ۚ إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ
Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
“Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- andolsun
- قَدْ
- sen doğruladın
- صَدَّقْتَ
- ص د ق
- rüyayı
- الرُّؤْيَا
- ر ا ي
- elbette biz
- إِنَّا
- işte böyle
- كَذَٰلِكَ
- mükafatlandırırız
- نَجْزِي
- ج ز ي
- güzel davrananları
- الْمُحْسِنِينَ
- ح س ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”
- Diyanet Vakfı: (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.»
- Ali Fikri Yavuz: Gerçekten rüyana sadakat gösterdin. Şüphe yok ki biz, güzel amel işliyenleri işte böyle mükafatlandırırız.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ru´yayı gerçek tasdık eyledin, biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere
- Fizilal-il Kuran: Sen rüyayı doğruladın; biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.
- Hasan Basri Çantay: (104-105) Biz ona: «Yâ Ibrâhîm, rü´yâna sadâkat gösterdin. Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız» diye nida etdik.
- İbni Kesir: Sen rü´yayı gerçekleştirdin. Elbette Biz, ihsan edenleri böylece mükafatlandırırız.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Sen muhakkak rüyâyı tasdik ettin. Biz böylece muhakkak muhsinleri mükâfaatlandırırız.»
- Tefhim-ul Kuran: «Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Hiç şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.»
Resim yüklenemedi.