Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَٱلْيَوْمَ لَا يَمْلِكُ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ نَّفْعًا وَلَا ضَرًّا وَنَقُولُ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ذُوقُوا۟ عَذَابَ ٱلنَّارِ ٱلَّتِى كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
Fel yevme lâ yemliku ba’dukum li ba’dın nef’an ve lâ darrâ(darren), ve nekûlu lillezîne zalemû zûkû azâben nârilletî kuntum bihâ tukezzibûn(tukezzibûne).
İşte bugün birbirinize ne fayda ne de zarar verebilirsiniz. Zulmedenlere, “Yalanlamakta olduğunuz cehennem azabını tadın” deriz.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- o gün
- فَالْيَوْمَ
- ي و م
- لَا
- gücü yetmez
- يَمْلِكُ
- م ل ك
- birinizin
- بَعْضُكُمْ
- ب ع ض
- diğerine
- لِبَعْضٍ
- ب ع ض
- bir fayda vermeye
- نَفْعًا
- ن ف ع
- ve (yetmez)
- وَلَا
- zarar vermeğe
- ضَرًّا
- ض ر ر
- biz deriz
- وَنَقُولُ
- ق و ل
- kimselere
- لِلَّذِينَ
- zulmeden(lere)
- ظَلَمُوا
- ظ ل م
- tadın
- ذُوقُوا
- ذ و ق
- azabını
- عَذَابَ
- ع ذ ب
- ateş
- النَّارِ
- ن و ر
- الَّتِي
- olduğunuz
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- onu
- بِهَا
- yalanlamakta
- تُكَذِّبُونَ
- ك ذ ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İşte bugün birbirinize ne fayda ne de zarar verebilirsiniz. Zulmedenlere, “Yalanlamakta olduğunuz cehennem azabını tadın” deriz.
- Diyanet Vakfı: Bugün birbirinize ne fayda, ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Biz zalim olanlara, yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın! diyeceğiz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte o gün kiminiz kiminize ne bir yarar, ne de bir zarar verme gücüne sahip olamaz ve o zulmedenlere: «Tadın bakalım, o yalan deyip durduğunuz ateşin azabını!» deriz.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İşte o gün birbirinize ne bir menfaate, ne de bir zarara sahip olabilirsiniz. Ve biz o zulmedenlere: «Tadın bakalım o yalan deyip durduğunuz ateşin azabını!» deriz.
- Ali Fikri Yavuz: İşte o gün (kıyamette) birbirinize ne bir fayda vermeğe, ne de bir zarar etmeğe gücünüz yetmez. O kâfirlere (nefislerine zulmedenlere) diyeceğiz ki:” - (Dünyada) inkâr edip durduğunuz ateşin azabını tadın bakalım.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte o gün ba´zınız ba´zınıza ne bir menfeate, ne de bir zarara mâlik olamaz ve o zulmedenlere deriz: tadın bakalım o yalan deyip durduğunuz ateşin azâbını
- Fizilal-il Kuran: O zaman zalimlere deriz ki; «Bu gün biribirinize ne faydalı olabilirsiniz ve ne de zarar verebilirsiniz. Vaktiyle inkâr ettiğiniz cehennem ateşinin azabını şimdi tadınız bakalım.»
- Hasan Basri Çantay: İşte bu gün birbirinize ne bir fâide, ne de bir zarar yapmıya gücünüz yetmez. O zaalimlere biz: «Tekzîb edegeldiğiniz ateşin azabını tadın» diyeceğiz.
- İbni Kesir: İşte bugün; bir kısmınız, bir kısmınız için ne bir fayda, ne de bir zarar verebilir. Zulmetmiş olanlara da deriz ki: Yalanladığınız ateşin azabını tadın.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık bugün bazınız bazınıza ne bir fâideye ve ne de bir zarara mâlik olamaz ve zulmetmiş olanlara deriz ki: «O ateşin azabını tadınız ki, siz onu inkâr eder olmuştunuz.»
- Tefhim-ul Kuran: Artık bugün, bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar sağlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmetmekte olanlara deriz ki: «Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın.»
Resim yüklenemedi.