Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَن يَعْمَلْ مِنَ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا يَخَافُ ظُلْمًا وَلَا هَضْمًا
Ve men ya’mel mines sâlihâti ve huve mu’minun fe lâ yehâfu zulmen ve lâ hadmâ(hadmen).
Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse, o, ne zulme uğramaktan korkar, ne yoksun bırakılmaktan.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve kim
- وَمَنْ
- yaparsa
- يَعْمَلْ
- ع م ل
- -den
- مِنَ
- iyi olan işler-
- الصَّالِحَاتِ
- ص ل ح
- ve o
- وَهُوَ
- inanırsa
- مُؤْمِنٌ
- ا م ن
- artık
- فَلَا
- korkmaz
- يَخَافُ
- خ و ف
- zulümden
- ظُلْمًا
- ظ ل م
- ne de
- وَلَا
- hakkının çiğnenmesinden
- هَضْمًا
- ه ض م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse, o, ne zulme uğramaktan korkar, ne yoksun bırakılmaktan.
- Diyanet Vakfı: Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Her kim de mümin olarak yararlı işler yaparsa, ne bir zulümden korkar, ne de çiğnenmeden.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse, artık o, ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar.
- Ali Fikri Yavuz: Her kim de mü’min olarak salih ameller işlerse, artık o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden (hakkının zayi olmasından).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Her kim de mü´min olarak salih amellerden işlerse o vakıt o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden
- Fizilal-il Kuran: Mü´min oldukları halde iyi ameller işleyenler ne haksızlığa ve ne de ödül kısıntısına uğramaktan korkarlar.
- Hasan Basri Çantay: Kim, bir mü´min olarak, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunursa o, ne (seyyiâtının) artırılmasından, ne (hasenatının) ekşitilmesinden endîşe etmez.
- İbni Kesir: Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse; o, zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve her kim mü´min olduğu halde sâlih amellerden işlerse artık o ne zulme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.
- Tefhim-ul Kuran: Kim de bir mü´min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne de hakkının eksik tutulmasından.