Your browser doesn’t support HTML5 audio
ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ كَفَرُوا۟ ٱمْرَأَتَ نُوحٍ وَٱمْرَأَتَ لُوطٍ ۖ كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَٰلِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ يُغْنِيَا عَنْهُمَا مِنَ ٱللَّهِ شَيْـًٔا وَقِيلَ ٱدْخُلَا ٱلنَّارَ مَعَ ٱلدَّٰخِلِينَ
Dareballâhu meselen lillezîne keferûmreete nûhın vemreete lût(lûtın), kânetâ tahte abdeyni min ibâdinâ sâlihayni fe hânetâhumâ fe lem yugniyâ anhumâ minallâhi şey’en ve kîledhulen nâre mead dâhılîn(dâhilîne).
Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- anlattı
- ضَرَبَ
- ض ر ب
- Allah
- اللَّهُ
- misal ile
- مَثَلًا
- م ث ل
- kimseler için
- لِلَّذِينَ
- inkar eden(ler)
- كَفَرُوا
- ك ف ر
- karısını
- امْرَأَتَ
- م ر ا
- Nuh’un
- نُوحٍ
- ve karısını
- وَامْرَأَتَ
- م ر ا
- Lut’un
- لُوطٍ
- bu ikisi idiler
- كَانَتَا
- ك و ن
- (nikahı) altında
- تَحْتَ
- ت ح ت
- iki kulun
- عَبْدَيْنِ
- ع ب د
- -dan
- مِنْ
- kullarımız-
- عِبَادِنَا
- ع ب د
- salih
- صَالِحَيْنِ
- ص ل ح
- fakat ihanet ettiler
- فَخَانَتَاهُمَا
- خ و ن
- فَلَمْ
- (kocaları) savamadı
- يُغْنِيَا
- غ ن ي
- onlardan
- عَنْهُمَا
- -tan
- مِنَ
- Allah-
- اللَّهِ
- (hiçbir) şeyi
- شَيْئًا
- ش ي ا
- ve denildi
- وَقِيلَ
- ق و ل
- haydi girin
- ادْخُلَا
- د خ ل
- ateşe
- النَّارَ
- ن و ر
- beraber
- مَعَ
- girenlerle
- الدَّاخِلِينَ
- د خ ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi.
- Diyanet Vakfı: Allah, inkâr edenlere, Nuh´un karısı ile Lût´un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah´tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Allah küfredenlere Nûh´un karısı ile Lût´un karısını misal verdi. O iki kadın kullarımızdan birer salih kulun nikahı altında idiler, onlara hiyanet ettiler; o yüzden o iki salih kul da onları, Allah´ın azabından zerrece kurtaramadılar ve o iki kadına: «Girin ateşe girenlerle beraber!» denildi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Allah, inkâr edenlere, Nuh´un karısı ile Lut´un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah´tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): «Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!» denildi.
- Ali Fikri Yavuz: Allah, kâfirlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını bir misal yaptı. O iki kadın, kullarımızdan birer salih kulun (Nûh ile Lût peygamberin) nikâhları altında idiler. Böyle iken (iman hususunda) kocalarına hainlik ettiler. Onun için kocaları da onları Allah’ın azabından zerrece kurtaramadı. O iki kadına şöyle denildi: “- Girin ateşe, diğer girenlerle beraber...”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Allah küfredenlere Nuhun karısiyle Lûtun karısını bir mesel yaptı, o iki kadın kullarımızdan birer salih kulun tahti ısmetinde idiler de onlara hıyanet ettiler, onun için o iki salih kul da onları Allahın azâbından zerrece kurtaramadılar, o iki kadının ikisine de denildi ki: girin ateşe girenlerle beraber!
- Fizilal-il Kuran: Allah inkar edenlere, Nuh´un karısı ile Lut´un karısını misal verdi. Onlar, kullarımızdan iki salih kişinin nikahında iken onlara hainlik ettiler: Kocaları Allah´tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Bu iki kadına: «Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!» denildi.
- Hasan Basri Çantay: Allah küfredenlere Nuuhun karısı ile Lûtun karısını misâl olarak gösterdi. Onlar kullarımızdan iki iyi kulun (nikâhı] altında idiler. Böyle iken haainlik etdiler de o (iki zevç) onları Allah (ın azabın) dan hiçbir şeyle kurtaramadılar. O (iki kadına) «Ateşe girenlerle beraber siz de girin» denildi.
- İbni Kesir: Allah; küfredenlere Nuh´un karısıyla Lut´un karısını misal verdi. Onlar, kullarımızdan iki salih kulun nikahında iken hainlik ettiler de, onları Allah´tan hiç bir şeyle kurtaramadılar. O iki kadına; ateşe girenlerle beraber siz de girin, denildi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Allah, kâfir olanlara Nûh´un zevcesi ile Lût´un zevcesini bir misal olarak irâd etmiştir. Sâlih kullarımızdan iki kulun (nikahı) altında idiler. Sonra o ikisine hıyanette bulundular, artık (o iki sâlih kul da) onları Allah´ın azabından hiçbir şey ile kurtaramadılar ve denildi ki: «(İkiniz de) Ateşe girenler ile beraber giriveriniz.»
- Tefhim-ul Kuran: Allah, küfretmekte olanlara, Nuh´un eşini ve Lut´un eşini örnek olarak verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikâhları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, onlara (kocaları) kendilerine Allah´tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: «Ateşe diğer girenlerle birlikte girin!» denildi.
Resim yüklenemedi.