Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلَّا ٱللَّهَ ۖ فَعَسَىٰٓ أُو۟لَٰٓئِكَ أَن يَكُونُوا۟ مِنَ ٱلْمُهْتَدِينَ
İnnemâ ya´muru mesâcidallâhi men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve ekâmes salâte ve âtez zekâte ve lem yahşe illâllâhe fe asâ ulâike en yekûnû minel muhtedîn(muhtedîne).
Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ancak
- إِنَّمَا
- imar ederler
- يَعْمُرُ
- ع م ر
- mescidlerini
- مَسَاجِدَ
- س ج د
- Allah’ın
- اللَّهِ
- kimseler
- مَنْ
- inanan
- امَنَ
- ا م ن
- Allah’a
- بِاللَّهِ
- ve gününe
- وَالْيَوْمِ
- ي و م
- ahiret
- الْاخِرِ
- ا خ ر
- ve kılan
- وَأَقَامَ
- ق و م
- namazı
- الصَّلَاةَ
- ص ل و
- ve veren
- وَاتَى
- ا ت ي
- zekatı
- الزَّكَاةَ
- ز ك و
- ve
- وَلَمْ
- korkmayan
- يَخْشَ
- خ ش ي
- başkasından
- إِلَّا
- Allah’tan
- اللَّهَ
- umulur
- فَعَسَىٰ
- ع س ي
- onların
- أُولَٰئِكَ
- أَنْ
- olmaları
- يَكُونُوا
- ك و ن
- -dan
- مِنَ
- doğru yolu bulanlar-
- الْمُهْتَدِينَ
- ه د ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.
- Diyanet Vakfı: Allah´ın mescitlerini ancak Allah´a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah´tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Allah´ın mescitlerini ancak Allah´a ve ahiret gününe inanan, namaza devam eden, zekatı veren ve Allah´tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte bunların başarıya ermişlerden olmaları umulur.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Allah´ın mescidlerini, ancak Allah´a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah´dan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.
- Ali Fikri Yavuz: Allah’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe iman eden, gereği üzre namazı kılan, zekâtı eren, Allah’dan başkasından korkmayan kimseler imar eder, onarır (yalnız bu kimselerin yaptıkları işler, Allah katında doğru ve makbul olur.) işte hidayet üzere bulunanlardan oldukları umulanlar bunlardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Allahın mescidlerini ancak Allaha ve Âhıret gününe inanan, namaza devam eden, zekâtı veren ve Allahdan başkasından korkmıyan kimseler ma´mur eder, işte bunların muvaffak olmaları me´muldür
- Fizilal-il Kuran: Allah´ın mescidlerini ancak Allah´a ve ahiret gününe inananlar, namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah´dan başka hiç kimseden korkmayanlar onarıp şenlendirebilir. Bu kimselerin doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.
- Hasan Basri Çantay: Allahın mescidlerini ancak Allaha ve âhiret gününe îman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allahdan başkasından korkmayan kimseler i´mâreder. işte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.
- İbni Kesir: Allah´ın mescidlerini; ancak Allah´a ve ahiret gününe iman eden, namaz kılan, zekat veren ve Allah´tan başka kimseden korkmayanlar tamir ederler. İşte bunlar, hidayete erenlerden olabilirler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Allah Teâlâ´nın mescitlerini ancak Allah Teâlâ´ya ve ahiret gününe imân eden ve namaz kılan ve zekâtı veren ve Cenâb-ı Hak´tan başkasından korkmayan kimse imar eder. Artık umulur ki, bunlar hidâyete ermiş olanlardan olacaklardır.
- Tefhim-ul Kuran: Allah´ın mescidlerini, yalnızca Allah´a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah´tan başkasından korkmayanlar onarabilir. İşte, hidayete erenlerden oldukları umulanlar bunlardır.
Resim yüklenemedi.