Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلْ هَلْ تَرَبَّصُونَ بِنَآ إِلَّآ إِحْدَى ٱلْحُسْنَيَيْنِ ۖ وَنَحْنُ نَتَرَبَّصُ بِكُمْ أَن يُصِيبَكُمُ ٱللَّهُ بِعَذَابٍ مِّنْ عِندِهِۦٓ أَوْ بِأَيْدِينَا ۖ فَتَرَبَّصُوٓا۟ إِنَّا مَعَكُم مُّتَرَبِّصُونَ
Kul hel terabbesûne binâ illâ ıhdel husneyeyn(husneyeyni) ve nahnu neterabbesu bikum en yusîbekumullâhu bi azâbin min indihî ev bi eydînâ, fe terabbasû innâ meakum muterabbisûn(muterabbisûne).
De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- هَلْ
- gözetiyor musunuz?
- تَرَبَّصُونَ
- ر ب ص
- bizim için
- بِنَا
- yalnız
- إِلَّا
- birini
- إِحْدَى
- ا ح د
- iki iyilikten
- الْحُسْنَيَيْنِ
- ح س ن
- ama biz
- وَنَحْنُ
- gözetiyoruz
- نَتَرَبَّصُ
- ر ب ص
- size
- بِكُمْ
- أَنْ
- ulaştırmasını
- يُصِيبَكُمُ
- ص و ب
- Allah’ın
- اللَّهُ
- bir azab
- بِعَذَابٍ
- ع ذ ب
- مِنْ
- kendi tarafından
- عِنْدِهِ
- ع ن د
- veya
- أَوْ
- bizim ellerimizle
- بِأَيْدِينَا
- ي د ي
- haydi gözetin
- فَتَرَبَّصُوا
- ر ب ص
- biz de
- إِنَّا
- sizinle beraber
- مَعَكُمْ
- gözetenleriz
- مُتَرَبِّصُونَ
- ر ب ص
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”
- Diyanet Vakfı: De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah´ın, ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Siz, bizim için ancak iki güzel şeyden birini bekleyebilirsiniz. Biz ise size, Allah´ın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini bekliyoruz. O halde bekleyin, biz de sizinle birlikte bekliyoruz!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Siz bizde iki güzelliğin (zafer veya şehitliğin) birinden başkasını mı gözetirsiniz? Biz ise size Allah´ın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz. Haydi siz gözetedurun, biz de sizinle beraber gözetmekteyiz.»
- Ali Fikri Yavuz: Münafıklara şöyle de: “- Siz bize, ancak iki güzelliğin (zafer ile şehitliğin) birini gözetleyip bekliyorsunuz. Biz ise, Allah’ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azab indirmesini gözetliyoruz. Haydi bekleyin durun, biz de sizinle beraber gözetleyeciyiz. “
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): De ki: siz, bize ancak iki güzelliğin birini gözetebilirsiniz, biz ise size Allahın kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azâb indirmesini gözetiyoruz, onun için gözetin çünkü biz beraberinizde gözetiyoruz
- Fizilal-il Kuran: De ki; «Bizim için beklediğiniz sonuç iki iyiden, yani zaferden veya şehit düşmekten biri değil mi? Biz ise Allah´ın sizi ya doğrudan doğruya kendi tarafından ya da bizim elimizle azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz bakalım, biz de sizinle birlikte bekliyoruz.»
- Hasan Basri Çantay: De ki: «Siz bizde iki güzelliğin birinden başkasını mı gözetiyorsunuz? Halbuki biz Allahın size ya kendi katından, yahud bizim elimizle bir azâb getireceğini bekliyoruz. Haydi siz (bizim akıbetimizi) gözetleye durun, biz de sizinle beraber (kendi feci´ akıbetlerinizi) bekleyiciyiz».
- İbni Kesir: De ki: Bize iki güzelliğin birinden başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Halbuki biz, Allah´ın kendi katından veya bizim elimizle size bir azab getireceğini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin, doğrusu biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Siz bizim hakkımızda iki güzellikten birinden başkasını mı beklersiniz? Ve bizler ise size Cenâb-ı Hakk´ın katından veya bizim ellerimizle bir azabın isabetini bekliyoruz. Artık bekleyiniz. Biz de sizinle beraber bekleyicileriz.»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı beklemektesiniz? Oysa biz de, Allah´ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını beklemekteyiz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.»
Resim yüklenemedi.