Your browser doesn’t support HTML5 audio
۞ وَمِنْهُم مَّنْ عَٰهَدَ ٱللَّهَ لَئِنْ ءَاتَىٰنَا مِن فَضْلِهِۦ لَنَصَّدَّقَنَّ وَلَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
Ve minhum men âhedallâhe le in âtânâ min fadlihî Le nessaddekanne ve le nekûnenne mines sâlihîn(sâlihîne).
İçlerinden, “Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse, mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz” diye Allah’a söz verenler de vardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve onlardan
- وَمِنْهُمْ
- kimileri
- مَنْ
- and içtiler
- عَاهَدَ
- ع ه د
- Allah’a
- اللَّهَ
- eğer
- لَئِنْ
- bize verirse
- اتَانَا
- ا ت ي
- مِنْ
- lutfundan
- فَضْلِهِ
- ف ض ل
- elbette sadaka vereceğiz
- لَنَصَّدَّقَنَّ
- ص د ق
- ve olacağız
- وَلَنَكُونَنَّ
- ك و ن
- -dan
- مِنَ
- yararlı insanlar-
- الصَّالِحِينَ
- ص ل ح
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İçlerinden, “Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse, mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz” diye Allah’a söz verenler de vardır.
- Diyanet Vakfı: Onlardan kimi de, eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz ve elbette biz sâlihlerden olacağız! diye Allah´a and içti.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yine onlardan bir takımı «Allah bize bol lütufta bulunursa mutlaka zekatını veririz ve dürüstlerden oluruz!» diye söz vermişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Yine onlardan kimi de Allah´a şöyle ahdetmişlerdi: «Eğer bize lütuf ve kereminden ihsan ederse biz de elbette zekâtı veririz ve kesinlikle salihlerden oluruz.» diye söz vermişlerdi.
- Ali Fikri Yavuz: Onlardan kimi de Allah’a şöyle kesin söz (ahd) vermişti: Eğer (Allah) bize lütuf ve kereminden ihsan ederse, muhakkak zekâtını vereceğiz, gerçekten sâlihlerden olacağız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Yine onlardan kimi de Allaha şöyle ahdetmişlerdi: «eğer bize fadlından ihsan ederse her halde zekâtını veririz ve her halde salihînden oluruz»
- Fizilal-il Kuran: Onlardan bazıları «eğer Allah bize lütfundan bol mal verirse, sadaka verenlerden ve iyi amel işleyenlerden olacağımıza yemin ederiz» diye Allah´a kesin söz verirler.
- Hasan Basri Çantay: İçlerinden kimi de Allaha (şöyle) ahdetmişdi: «eğer bize lütf-ü, kereminden ihsan ederse, andolsun, zekâtını vereceğiz, muhakkak saalihlerden olacağız».
- İbni Kesir: İçlerinden kimi de: Eğer bize lütuf ve kereminden ihsan ederse; andolsun ki, muhakkak tasadduk edeceğiz ve muhakkak salihlerden olacağız, diye Allah´a ahdetmişlerdi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onlardan bazıları da Allah Teâlâ´ya ahdetmişti ki: «Eğer fazlından bize verir ise elbette tasaddukta bulunacağız ve elbette sâlih kimselerden olacağız.»
- Tefhim-ul Kuran: Onlardan kimi de: «Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız» diye Allah´a ahdetmişti.
Resim yüklenemedi.