Your browser doesn’t support HTML5 audio
رَضُوا۟ بِأَن يَكُونُوا۟ مَعَ ٱلْخَوَالِفِ وَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ
Radû bi en yekûnû meal havâlifi ve tubia alâ kulûbihim fe hum lâ yefkahûn(yefkahûne).
Onlar geride kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte olmaya razı oldular ve kalpleri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- razı oldular
- رَضُوا
- ر ض و
- بِأَنْ
- olmaya
- يَكُونُوا
- ك و ن
- beraber
- مَعَ
- geride kalan kadınlarla
- الْخَوَالِفِ
- خ ل ف
- ve mühürlendi
- وَطُبِعَ
- ط ب ع
- üzeri
- عَلَىٰ
- kalbleri
- قُلُوبِهِمْ
- ق ل ب
- artık onlar
- فَهُمْ
- لَا
- anlamazlar
- يَفْقَهُونَ
- ف ق ه
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar geride kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte olmaya razı oldular ve kalpleri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar.
- Diyanet Vakfı: Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar anlamazlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar gerçeği kavrayamazlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar, oturanlarla beraber oturmaktan hoşlandılar. Kalblerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar.
- Ali Fikri Yavuz: Kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Onların kalbleri üzerine nifak damgası vuruldu. Artık onlar, cihaddaki saadeti ve geri kalmaktaki şekaveti anlayamazlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerinin üzeri tab edildi, artık onlar gayeyi fehmetmezler
- Fizilal-il Kuran: Onlar evlerinde oturan güçsüzlerle birlikte kalmaya razı oldular, kalplerine mühür vuruldu; artık onlar anlayamazlar.
- Hasan Basri Çantay: Onlar oturanlarla beraber olmalarını hoş gördüler. Kalblerine mühür vurulmuş onların. Bundan dolayı onlar (cihâdda olan hikmeti, gaayeyi, Resule muvaafakatdaki seâdeti, ondan geri kalmanın şekâavetini) iyice anlamazlar.
- İbni Kesir: Geri kalanlarla birlikte oturmaya razı oldular. Kalblerine mühür vurulmuştur onların. Bu yüzden onlar iyice anlamazlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Onlar, geriye kalanlar ile beraber olmaya razı oldular ve onların kalpleri üzerine mühür vurulmuştur. Artık onlar güzelce anlayamazlar.
- Tefhim-ul Kuran: (Savaştan) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalbleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlamazlar.
Resim yüklenemedi.