Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَسَوَآءٌ عَلَيْهِمْ ءَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Ve sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn(yu’minûne).
Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- birdir
- وَسَوَاءٌ
- س و ي
- onlar için
- عَلَيْهِمْ
- uyarsan (da)
- أَأَنْذَرْتَهُمْ
- ن ذ ر
- yada
- أَمْ
- لَمْ
- uyarmasan (da)
- تُنْذِرْهُمْ
- ن ذ ر
- لَا
- inanmazlar
- يُؤْمِنُونَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
- Diyanet Vakfı: Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onları uyarsan da uyarmasan da farketmez, inanmazlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.
- Ali Fikri Yavuz: Sen onları korkutsan da, korkutmasan da onlarca birdir; iman etmezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve onlarca müsavidir, ha inzar etmişin kendilerini ha etmemişin; inanmazlar
- Fizilal-il Kuran: Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
- Hasan Basri Çantay: Onları (azâb ile) ha korkutmuşsun, ha korkutmamışsın onlarca birdir. İman etmezler.
- İbni Kesir: Onları ister korkut, ister korkutma; onlar için birdir, iman etmezler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onları korkutmuş olsan da, korkutmasan da onlara karşı müsavîdir, imân etmezler.
- Tefhim-ul Kuran: Kendilerini uyarıp korkutsan da, uyarmayıp korkutmasan da onlar için birdir; onlar iman etmezler.
Resim yüklenemedi.