Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِلَّا رَحْمَةً مِّنَّا وَمَتَٰعًا إِلَىٰ حِينٍ
İllâ rahmeten minnâ ve metâan ilâ hîn(hînin).
Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ancak
- إِلَّا
- bir rahmet (vardır)
- رَحْمَةً
- ر ح م
- bizden
- مِنَّا
- ve yaşatma
- وَمَتَاعًا
- م ت ع
- kadar
- إِلَىٰ
- bir süreye
- حِينٍ
- ح ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar.
- Diyanet Vakfı: Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalandırmamız müstesnadır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka.
- Ali Fikri Yavuz: Ancak tarafımızdan bir rahmet ve mukadder ecele kadar yaşayış onları kurtarır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak için başka
- Fizilal-il Kuran: Ancak bizden bir rahmet ve belli bir süreye kadar yaşatma vardır.
- Hasan Basri Çantay: Meğer ki bizden bir esirgeme ve daha bir zamana kadar yaşatma (mukadder) ola.
- İbni Kesir: Ama katımızdan bir rahmet ve bir süreye kadar geçinme başka.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ancak bizden bir rahmet olarak ve bir zamana kadar müstefit kılmak için (dilersek onları kurtarırız).
- Tefhim-ul Kuran: Ancak bizden bir rahmet olması ve (onları) belirli bir zamana kadar yararlandırmamız başka.
Resim yüklenemedi.