Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَا يَتَّبِعُ أَكْثَرُهُمْ إِلَّا ظَنًّا ۚ إِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغْنِى مِنَ ٱلْحَقِّ شَيْـًٔا ۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌۢ بِمَا يَفْعَلُونَ
Ve mâ yettebiu ekseruhum illâ zannâ(zannen), innez zanne lâ yugnî minel hakkı şey´â(şey´en), innallâhe alîmun bimâ yef´alûn(yef´alûne).
Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَمَا
- uymamaktadır
- يَتَّبِعُ
- ت ب ع
- onların çoğu
- أَكْثَرُهُمْ
- ك ث ر
- başkasına
- إِلَّا
- zandan
- ظَنًّا
- ظ ن ن
- şüphesiz
- إِنَّ
- zan ise
- الظَّنَّ
- ظ ن ن
- لَا
- kazandırmaz
- يُغْنِي
- غ ن ي
- مِنَ
- gerçek açısından
- الْحَقِّ
- ح ق ق
- bir şey
- شَيْئًا
- ش ي ا
- şüphesiz
- إِنَّ
- Allah
- اللَّهَ
- bilmektedir
- عَلِيمٌ
- ع ل م
- şeyleri
- بِمَا
- onların yaptıkları
- يَفْعَلُونَ
- ف ع ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.
- Diyanet Vakfı: Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bununla beraber onların çoğu, sadece bir zan peşinde gider, ama zan gerçek adına hiçbir şey ifade etmez! Şüphesiz Allah onların ne yaptıklarını çok iyi biliyor.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını bilir.
- Ali Fikri Yavuz: Kâfirlerin çoğu, sırf kuru bir zan ardında gider. Fakat zan, gerçekten hiç bir şey ifade etmez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını tamamen bilmektedir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Maamafih ekserisi sırf bir zan ardında gider fakat zan, hakdan hiç bir şey ifade etmez, her halde Allah, onların ne yaptıklarını bilib duruyor
- Fizilal-il Kuran: Onların çoğu sadece zayıf bilgiye, zanna dayanıyor. Oysa zan, zayıf bilgi, gerçeğin bir noktasının bile yerini tutamaz. Hiç şüphesiz Allah onların ne yaptıklarını bilir.
- Hasan Basri Çantay: Onların çoğu (kupkuru bir) zandan başkasına tâbi´ olmaz. Hakıykatde zan ise hakdan hiç bir şey´in yerini tutmaz. Şübhesiz ki Allah, onlar ne işlerlerse kemaliyle bilendir.
- İbni Kesir: Onların çoğu, sadece zanna tabi olurlar. Şüphe yok ki zann, hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Doğrusu Allah, onların bütün işlediklerini bilendir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Onların ekserisi zandan başka bir şeye tâbi olmaz. Zan ise şüphe yok ki, hiçbir şey ile haktan müstağni kılamaz. Allah Teâlâ ise muhakkak ki, ne yaptıklarını tamamıyla bilicidir.
- Tefhim-ul Kuran: Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir.
Resim yüklenemedi.