Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالُوٓا۟ أَضْغَٰثُ أَحْلَٰمٍ ۖ وَمَا نَحْنُ بِتَأْوِيلِ ٱلْأَحْلَٰمِ بِعَٰلِمِينَ
Kâlû adgâsu ahlâm(ahlâmin), ve mâ nahnu bi te’vîlil ahlâmi bi âlimîn(âlimîne).
Dediler ki: “Bunlar karma karışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilmiyoruz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler ki
- قَالُوا
- ق و ل
- karmakarışık
- أَضْغَاثُ
- ض غ ث
- düşler
- أَحْلَامٍ
- ح ل م
- değiliz
- وَمَا
- biz
- نَحْنُ
- yorumunu
- بِتَأْوِيلِ
- ا و ل
- düşlerin
- الْأَحْلَامِ
- ح ل م
- bilen(kişi)ler
- بِعَالِمِينَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Dediler ki: “Bunlar karma karışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilmiyoruz.”
- Diyanet Vakfı: (Yorumcular) dediler ki: Bunlar karmakarışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilenlerden değiliz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Dediler ki: «Rüya dediğin, demet demet hayallerdir, biz ise hayallerin tabirini bilmiyoruz.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Dediler ki: «Rüya dediğin şey karmakarışık hayallerdir. Biz ise böyle karışık hayallerin yorumunu bilemeyiz.»
- Ali Fikri Yavuz: Onlar: “- Bu gördüklerin karma karışık rüyalardır. Biz böyle karışık rüyaların tâbirini bilmeyiz” dediler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Dediler ki ru´ya dediğin «edgâsü ahlâm» demet demet hayalâttır, biz ise hayalâtın te´vilini bilmiyoruz
- Fizilal-il Kuran: Kralın adamları dediler ki; «Bu gördükleriniz birtakım karmaşık, birbirinden kopuk hayallerdir. Biz karmaşık hayallerin yorumunu bilemeyiz.»
- Hasan Basri Çantay: Onlar da dediler ki: «(Bunlar) karma karışık (ve yalancı) düşlerdir. Biz böyle düşlerin ta´bîrini bilici (kimse) ler değiliz».
- İbni Kesir: Dediler ki: Karmakarışık rüyalar bunlar. Biz böyle rüyaların yorumunu bilenler değiliz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dediler ki: «Karmakarışık bir rüya ve biz karışık rüyaları yormaya bilgi sahipleri değiliz.»
- Tefhim-ul Kuran: Dediler ki: «(Bunlar) Karmakarışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilenler değiliz.»
Resim yüklenemedi.