Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَقَالَ يَٰبَنِىَّ لَا تَدْخُلُوا۟ مِنۢ بَابٍ وَٰحِدٍ وَٱدْخُلُوا۟ مِنْ أَبْوَٰبٍ مُّتَفَرِّقَةٍ ۖ وَمَآ أُغْنِى عَنكُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن شَىْءٍ ۖ إِنِ ٱلْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ ۖ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ ۖ وَعَلَيْهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُتَوَكِّلُونَ
Ve kâle yâ beniyye lâ tedhulû min bâbin vâhidin vedhulû min ebvâbin muteferrikah(muteferrikatin), ve mâ ugnî ankum minallâhi min şey(şey’in) inil hukmu illâ lillâh(lillâhi), aleyhi tevekkeltu ve aleyhi fel yetevekkelil mutevekkilûn(mutevekkilûne).
Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O’na tevekkül etsinler” dedi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve dedi ki
- وَقَالَ
- ق و ل
- oğullarım
- يَا بَنِيَّ
- ب ن ي
- لَا
- girmeyin
- تَدْخُلُوا
- د خ ل
- مِنْ
- kapıdan
- بَابٍ
- ب و ب
- bir
- وَاحِدٍ
- و ح د
- (fakat) girin
- وَادْخُلُوا
- د خ ل
- مِنْ
- kapılardan
- أَبْوَابٍ
- ب و ب
- ayrı ayrı
- مُتَفَرِّقَةٍ
- ف ر ق
- ve
- وَمَا
- savamam
- أُغْنِي
- غ ن ي
- sizden
- عَنْكُمْ
- مِنَ
- Allah’tan gelecek
- اللَّهِ
- hiçbir
- مِنْ
- şeyi
- شَيْءٍ
- ش ي ا
- yoktur
- إِنِ
- (hiçbir) Hüküm
- الْحُكْمُ
- ح ك م
- dışında
- إِلَّا
- Allah’ın
- لِلَّهِ
- O’na
- عَلَيْهِ
- tevekkül ettim
- تَوَكَّلْتُ
- و ك ل
- ve O’na
- وَعَلَيْهِ
- tevekkül etsinler
- فَلْيَتَوَكَّلِ
- و ك ل
- tevekkül edenler
- الْمُتَوَكِّلُونَ
- و ك ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O’na tevekkül etsinler” dedi.
- Diyanet Vakfı: Sonra şöyle dedi: Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah´tan (gelecek) hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah´tan başkasının değildir. (Onun için) ben yalnız O´na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O´na dayansınlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Dedi ki: «Yavrularım! Bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin! Gerçi ne yapsam, hiçbir şeyde Allah´ın takdirini sizden savamam! Hüküm ancak Allah´ındır! Ben O´na tevekkül kıldım. Onun için bütün tevekkül edenler O´na tevekkül etmelidirler!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ve dedi ki: «Ey yavrularım! (şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin. Gerçi ben ne yapsam, Allah´ın takdirini sizden engelleyemem. Hüküm yalnızca Allah´ındır. Onun için bütün tevekkül edenler O´na tevekkül etmelidirler.»
- Ali Fikri Yavuz: (Mısır’a hareket etmek üzere olan çocuklarına) dedi ki: “- Ey yavrularım! Şehire bir kapıdan girmeyin de, ayrı ayrı kapılardan girin (size nazar değmesin). Böyle olmakla beraber, Allah’ın hükmünden hiç bir şeyi sizden gideremem. Hüküm ancak Allah’ındır; yalnız ona tevekkül ettim ve tevekkül edenler de yalnız ona dayanıp güvenmelidirler.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ey yavrularım! Dedi: bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin, maamafih ne yapsam sizden hiç bir şeyde Allahın takdirini def´edemem, huküm ancak Allahındır, ben ona tevekkül kıldım ve hep ona tevekkül etmelidir onun için bütün mütevekkiller
- Fizilal-il Kuran: Yavrularım, şehre aynı kapıdan girmeyiniz, değişik kapılardan giriniz. Gerçi ben Allah´ın size ilişkin hiçbir ön kararını başınızdan savamam. Egemenlik sadece Allah´ın tekelindedir. Ben yalnız O´na güveniyorum. Tüm dayanak arayanlar da yalnız O´na güvenmelidirler.
- Hasan Basri Çantay: (Hareketleri esnasında da,şunu) söyledi: «Oğullarım, (Mısıra) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. (Bununla beraber bu sözümle) Allah (ın kazaasından) hiç bir şey´i sizden gideremem. Hüküm Allahdan başkasının değildir. Ben ancak Ona güvenib dayandım. Tevekkül edenler de yalınız Ona güvenib dayanmalıdır».
- İbni Kesir: Ve dedi ki: Oğullarım, hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Bununla beraber, Allah katında size bir faydam olmaz. Hüküm ancak Allah´ındır. Ben, O´na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O´na tevekkül etsinler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve dedi ki: «Oğullarım! Bir kapıdan girmeyiniz, ayrı ayrı kapılardan giriniz. Maamafih Allah tarafından mukadder olan hangi bir şeyi sizden def´edemem. Hüküm ancak Allah´ındır. Ben Allah´a tevekkül ettim, ve tevekkül edenler ancak O´na tevekkül etsinler.»
- Tefhim-ul Kuran: Ve dedi ki: «Ey çocuklarım, tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben size Allah´tan hiç bir şeyi sağlayamam (gideremem). Hüküm yalnızca Allah´ındır. Ben O´na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnızca O´na tevekkül etmelidirler.»
Resim yüklenemedi.