Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَٱصْفَحْ عَنْهُمْ وَقُلْ سَلَٰمٌ ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Fasfah anhum ve kul selâm(selâmun), fe sevfe ya’lemûn(ya’lemûne).
Şimdilik sen onları hoş gör ve “size selâm olsun” de. Yakında bilecekler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- şimdi sen geç
- فَاصْفَحْ
- ص ف ح
- onlardan
- عَنْهُمْ
- ve de ki
- وَقُلْ
- ق و ل
- selam olsun
- سَلَامٌ
- س ل م
- yakında
- فَسَوْفَ
- bileceklerdir
- يَعْلَمُونَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şimdilik sen onları hoş gör ve “size selâm olsun” de. Yakında bilecekler.
- Diyanet Vakfı: (88-89) (Resûlullah´ın:) Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir, demesine karşı Allah: Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Şimdi sen onlardan vazgeç de «Selam!» de! Artık ilerde bileceklerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ey Muhammed! Şimdilik sen onlara aldırma ve: «Size selâm olsun.» de. Onlar yakında bilecekler!
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm), şimdilik onlardan yüz çevir, (kendilerini terk et) de “Selâm= anlaşma var” söyle. Artık yakında (başlarına gelecek felâketi) bileceklerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şimdi sen onlardan sarfı nazar et de ´selâm!´ de, artık ileride bileceklerdir!
- Fizilal-il Kuran: Ey Muhammed! Sen şimdilik onlardan yüz çevir ve esenlik dile; yakında bileceklerdir.
- Hasan Basri Çantay: Şimdilik sen (Habîbim) onlardan yüz çevir, «Selâm» de. Artık yakında bileceklerdir.
- İbni Kesir: Şimdilik sen, onlardan yüz çevir ve; selam, de. Yakında bileceklerdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (88-89) Ve onun, «Yarabbi! Muhakkak ki, onlar imân etmez bir kavimdir,» demesi de indallah malumdur. Şimdi onlardan iraz et ve «Selâm,» deyiver, artık ileride bileceklerdir.
- Tefhim-ul Kuran: Şimdi sen, ´aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir´ ve: «Selam» de. Artık onlar bileceklerdir.
Resim yüklenemedi.