Your browser doesn’t support HTML5 audio
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَةَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ جَآءَتْكُمْ جُنُودٌ فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا وَجُنُودًا لَّمْ تَرَوْهَا ۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرًا
Yâ eyyuhellezîne âmenûzkurû ni’metallâhi aleykum iz câetkum cunûdun fe erselnâ aleyhim rîhan ve cunûden lem terevhâ, ve kânallâhu bimâ ta’melûne basîrâ(basîren).
Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani (düşman) ordular üzerinize gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ey
- يَا أَيُّهَا
- kimseler
- الَّذِينَ
- inanan(lar)
- امَنُوا
- ا م ن
- hatırlayın
- اذْكُرُوا
- ذ ك ر
- ni’metini
- نِعْمَةَ
- ن ع م
- Allah’ın
- اللَّهِ
- size olan
- عَلَيْكُمْ
- hani bir zaman
- إِذْ
- size gelmişti
- جَاءَتْكُمْ
- ج ي ا
- ordular
- جُنُودٌ
- ج ن د
- ve biz göndermiştik
- فَأَرْسَلْنَا
- ر س ل
- onların üzerine
- عَلَيْهِمْ
- bir rüzgar
- رِيحًا
- ر و ح
- ve ordular
- وَجُنُودًا
- ج ن د
- لَمْ
- sizin görmediğiniz
- تَرَوْهَا
- ر ا ي
- ve idi
- وَكَانَ
- ك و ن
- Allah
- اللَّهُ
- şeyleri
- بِمَا
- yaptıklarınız
- تَعْمَلُونَ
- ع م ل
- görmekte
- بَصِيرًا
- ب ص ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani (düşman) ordular üzerinize gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
- Diyanet Vakfı: Ey iman edenler! Allah´ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ey iman edenler, Allah´ın üzerinizdeki nimetini anın. O zaman ki, size ordular gelmişti de üzerlerine bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular salıvermiştik. Allah ne yaptığınızı görüyordu.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ey iman edenler! Allah´ın üzerinizdeki nimetini anın. Hani size ordular gelmişti de üzerlerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular salıvermiştik. Allah ne yaptığınızı görüyordu.
- Ali Fikri Yavuz: Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın: Hani (Hendek savaşında sizi yok etmek için kâfirlere ait) ordular size gelmişti de, biz onların üzerine bir rüzgâr ve görmediğiniz (meleklerden ibaret) ordular salıvermiştik. Allah ne yapmakta olduğunuzu görüyordu.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ey o bütün iyman edenler! Allahın üzerinizdeki ni´metini anın: O vakıt ki size ordular gelmişti de üzerlerine bir rüzgâr ve görmediğiniz ordular salıvermiştik ve ne yapıyordunuz Allah görüyordu
- Fizilal-il Kuran: Ey mü´minler! Allah´ın size yönelik nimetini hatırlayın, bir zaman üzerinize ordular gelmişti de, biz onların üzerine rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı görüyordu.
- Hasan Basri Çantay: Ey îman edenler, Allahın üzerinizdeki (bunca) ni´metini hatırlayın, o zamanda ki size (düşman) ordular (ı) saldırmışdı da biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermişdik. Allah, ne işlerseniz (hepsini) hakkıyle görendir.
- İbni Kesir: Ey iman edenler; Allah´ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti de Biz, onların üzerine rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah; yaptıklarınızı görendir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ey imân edenler! Allah´ın üzerinize olan nîmetini yâd ediniz. O vakit ki, size (düşmanlarınız tarafından) ordular gelmişti. Biz de onların üzerlerine hemen bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Ve Allah ne yapar olduğunuzu görüyordu.
- Tefhim-ul Kuran: Ey iman edenler; Allah´ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti; böylece biz de onların üzerine, bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.
Resim yüklenemedi.