Your browser doesn’t support HTML5 audio
ذَٰلِكَ مِنْ أَنۢبَآءِ ٱلْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيْكَ ۚ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُونَ أَقْلَٰمَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ
Zâlike min enbâil gaybi nûhîhi ileyk(ileyke), ve mâ kunte ledeyhim iz yulkûne eklâmehum eyyuhum yekfulu meryeme, ve mâ kunte ledeyhim iz yahtesımûn(yahtesımûne).
(Ey Muhammed!) Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem’i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini (kur’a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu konuda) tartışırlarken de yanlarında değildin.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- bunlar
- ذَٰلِكَ
- -ndendir
- مِنْ
- haberleri-
- أَنْبَاءِ
- ن ب ا
- görünmez alemin
- الْغَيْبِ
- غ ي ب
- vahyettiğimiz
- نُوحِيهِ
- و ح ي
- sana
- إِلَيْكَ
- وَمَا
- sen değildin
- كُنْتَ
- ك و ن
- onların yanında
- لَدَيْهِمْ
- zaman
- إِذْ
- attıkları
- يُلْقُونَ
- ل ق ي
- (kur’a) oklarını
- أَقْلَامَهُمْ
- ق ل م
- hangisi
- أَيُّهُمْ
- kefil olacak (diye)
- يَكْفُلُ
- ك ف ل
- Meryem’e
- مَرْيَمَ
- وَمَا
- sen değildin
- كُنْتَ
- ك و ن
- yanlarında
- لَدَيْهِمْ
- zaman
- إِذْ
- birbirleriyle çekiştikleri
- يَخْتَصِمُونَ
- خ ص م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (Ey Muhammed!) Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem’i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini (kur’a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu konuda) tartışırlarken de yanlarında değildin.
- Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) Bunlar, bizim sana vahiy yoluyla bildirmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. İçlerinden hangisi Meryem´i himayesine alacak diye kur´a çekmek üzere kalemlerini atarlarken sen onların yanında değildin; onlar (bu yüzden) çekişirken de yanlarında değildin.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bu, sana vahy ile bildirdiğimiz gayb haberlerindendir, Ey Muhammed, yoksa, Meryem´i hangisi himayesine alacak diye kalemleriyle kur´a atarlarken de çekişirlerken de sen yanlarında değildin.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) «Meryem´i kim himayesine alıp koruyacak?» diye kalemlerini (kur´a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu hususta) Tartışırlarken de yanlarında bulunmadın.
- Ali Fikri Yavuz: İşte bu Meryem, Zekeriyya ve Yahya (Aleyhisselâm) kıssaları, sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Ey Rasûlüm, yoksa Meryemi hangisi himayesine alacak diye, Tevrat yazdıkları kalemleriyle kur’a atarlarken, sen onların yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında bulunmuyordun.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bu işte sana gayb haberlerinden, onu sana vahy ile bildiriyoruz (ya Muhammed), yoksa Meryemi hangisi himayesine alacak, diye kalemleriyle kur´a atarlarken de sen yanlarında değildin, çekişirlerken de yanlarında değildin.
- Fizilal-il Kuran: Bunlar sana vahiy yolu ile bildirdiğimiz gayb alemine ilişkin haberlerdir. Onlardan hangisi Meryem´in sorumluluğunu üstlenecek diye kalemleri ile kur´a çekerlerken sen yanlarında değildin, bu konuda çekişirken de orada değildin.
- Hasan Basri Çantay: (Habîbim) bunlar sana vahyetmekde olduğumuz ğayb haberlerindendir. Meryem´i onlardan hangisi himaayesine alacak diye kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu hususda) çekişirlerken de yine yanlarında yokdun.
- İbni Kesir: Bunlar sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Meryem´e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Çekişirlerken de orada bulunmadın.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Bu sana gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Meryem´i hangisi tekeffül edecek diye kalemlerini attıkları zaman sen onların yanında değildin ve onlar muhâsemede bulundukları zaman da sen onların yanında bulunmuyordun.
- Tefhim-ul Kuran: Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahy ediyoruz. Onlardan hangisi Meryem´i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur´a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin.
Resim yüklenemedi.