Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلْ يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ تَعَالَوْا۟ إِلَىٰ كَلِمَةٍ سَوَآءٍۭ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ أَلَّا نَعْبُدَ إِلَّا ٱللَّهَ وَلَا نُشْرِكَ بِهِۦ شَيْـًٔا وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا أَرْبَابًا مِّن دُونِ ٱللَّهِ ۚ فَإِن تَوَلَّوْا۟ فَقُولُوا۟ ٱشْهَدُوا۟ بِأَنَّا مُسْلِمُونَ
Kul yâ ehlel kitâbi teâlev ilâ kelimetin sevâin beynenâ ve beynekum ellâ na’bude illâllâhe ve lâ nuşrike bihî şey’en ve lâ yettehize ba’dunâ ba’den erbâben min dûnillâh(dûnillâhi), fe in tevellev fe kûlûşhedû bi ennâ muslimûn(muslimûne).
De ki: “Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah’a ibadet edelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.” Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahit olun, biz müslümanlarız.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- ehli
- يَا أَهْلَ
- ا ه ل
- Kitap
- الْكِتَابِ
- ك ت ب
- gelin
- تَعَالَوْا
- ع ل و
- إِلَىٰ
- bir kelimeye
- كَلِمَةٍ
- ك ل م
- eşit olan
- سَوَاءٍ
- س و ي
- bizim aramızda
- بَيْنَنَا
- ب ي ن
- ve sizin aranızda
- وَبَيْنَكُمْ
- ب ي ن
- أَلَّا
- ibadet etmeyelim
- نَعْبُدَ
- ع ب د
- başkasına
- إِلَّا
- Allah’tan
- اللَّهَ
- وَلَا
- ortak koşmayalım
- نُشْرِكَ
- ش ر ك
- O’na
- بِهِ
- hiçbirşeyi
- شَيْئًا
- ش ي ا
- وَلَا
- edinmeyelim
- يَتَّخِذَ
- ا خ ذ
- bazımız
- بَعْضُنَا
- ب ع ض
- bazımızı
- بَعْضًا
- ب ع ض
- ilahlar
- أَرْبَابًا
- ر ب ب
- مِنْ
- başka
- دُونِ
- د و ن
- Allah’tan
- اللَّهِ
- eğer
- فَإِنْ
- yüz çevirirlerse
- تَوَلَّوْا
- و ل ي
- deyin
- فَقُولُوا
- ق و ل
- şahid olun
- اشْهَدُوا
- ش ه د
- şüphesiz biz
- بِأَنَّا
- müslümanlarız
- مُسْلِمُونَ
- س ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah’a ibadet edelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.” Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahit olun, biz müslümanlarız.”
- Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah´tan başkasına tapmayalım; O´na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah´ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Ey kendilerine kitap verilenler, gelin aramızda ortak bir kelimede birleşelim, Allah´tan başkasına tapmayalım, O´na hiçbir ortak koşmayalım ve Allah´tan başka kimimiz kimimizi Rab edinmesin!» Eğer bundan yüz çevirirlerse: «Bizim gerçekten müslüman olduğumuza şahit olun!» deyin.
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz. Allah´tan başkasına kulluk etmeyelim, O´na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah´ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: «Şahit olun biz müslümanlarız».
- Ali Fikri Yavuz: (Râsûlüm), de ki: “- Ey kitap ehli (olan Hristiyan ve Yahudî’ler)! Bizimle sizin aranızda müsavî bir kelimeye gelin. Şöyle ki: Allah’dan başkasına tapmayalım, O’na hiç bir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da birbirimizi Rab’lar edinmiyelim”. Eğer kitap ehli bu kelimeden yüz çevirirlerse, (o halde) şöyle deyin: “- Şâhid olun, biz gerçek müslümanlarız. (Bu ayet-i kerime, Yahudiler: İbrahim Yahudî’dir ve biz onun dinine bağlıyız, demeleri üzerine nâzil olmuştur.)
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): De ki: Ey ehli kitab! gelin: Sizinle bizim aramızda müsavi bir kelimeye, şöyle ki: Allahdan başka ma´bud tanımıyalım ona hiç bir şey´i şerik koşmıyalım, ve ba´zımız ba´zımızı Allahdan beride Rab ittihaz etmesin, eğer buna karşı yüz çevirirlerse o vakit şöyle deyin: Şahid olun ki biz hakikaten müslimiz: müsalemetkârız
- Fizilal-il Kuran: De ki: “Ey ehl-i kitab! Hepiniz, sizinle bizim aramızda müsavi olan bir kelimeye gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim. O’na hiçbir şeyi eş koşmayalım. Ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rab ittihaz edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse o vakit, şahit olun ki, biz müslümanız” deyin.
- Hasan Basri Çantay: De ki: «Ey Kitablılar (Yahudiler, Hıristiyanlar), hepiniz bizimle sizin aranızda müsâvî (ve âdil) bir kelimeye gelin, (şöyle) diyerek: «Allahdan başkasına tapmayalım. Ona hiç bir şey´i eş tutmayalım, Allahı bırakıb da kimimiz kimimizi Rabler (diye) tanımıyalım». (Buna rağmen) eğer yine yüz çevirirlerse (o halde) deyin ki: «Şâhid olun, biz muhakkak müslümanlarız».
- İbni Kesir: De ki: Ey Ehl-i Kitab; hepiniz, sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin: Allah´dan başkasına kulluk etmeyelim. O´na hiçbir şeyi eş koşmayalım. Ve Allah´ı bırakıp da kimimiz, kimimizi Rab edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse; o vakit şahid olun ki biz, müslümanız, deyin.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Ey ehl-i kitap! Bizim ile sizin aranızda müsavî olan bir kelimeye geliniz. Allah Teâlâ´dan başkasına ibadet etmeyelim. Ve O´na hiç bir şeyi şerik kılmayalım. Ve Allah Teâlâ´dan başka bazımız bazımızı rab ittihaz etmesin.» Eğer yüz çevirirlerse deyiniz ki, «Şahit olunuz, bizler muhakkak müslümanlarız.»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Ey Kitap ehli, bizimle aranızda müşterek (olacak) bir kelimeye gelin. (Ki o da şudur:) Allah´tan başkasına kulluk etmeyelim, O´na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah´ı bırakıp kimimiz kimimizi Rabler edinmeyelim.» Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: «Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız.»
Resim yüklenemedi.