Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَقَد تَّرَكْنَا مِنْهَآ ءَايَةًۢ بَيِّنَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ
Ve lekad tereknâ minhâ âyeten beyyineten li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).
Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve andolsun
- وَلَقَدْ
- biz bırakmışızdır
- تَرَكْنَا
- ت ر ك
- ondan
- مِنْهَا
- bir işaret
- ايَةً
- ا ي ي
- açık
- بَيِّنَةً
- ب ي ن
- bir toplum için
- لِقَوْمٍ
- ق و م
- aklını kullanan
- يَعْقِلُونَ
- ع ق ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.
- Diyanet Vakfı: Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki, Biz aklını kullanacak bir topluluk için oradan bir ibret tablosu bıraktık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır.
- Ali Fikri Yavuz: Muhakkak ki, aklını kullanacak bir kavim için, o memleketden açık bir alâmet (iz ve harabe) bıraktık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve celâlim hakkı için ondan bir âyet (bir nişane) bırakmışızdır ki teakkul edecek bir kavm için beyyine olsun
- Fizilal-il Kuran: Biz o yıkık kentten, geriye düşünen kimselerin ders çıkarmalarına yarayacak belirgin izler bıraktık.
- Hasan Basri Çantay: Andolsun, aklını kullanacak bir kavm için biz oradan apaçık bir nişane (bir ibret) bırakmışızdır.
- İbni Kesir: Andolsun ki; akleden bir kavim için Biz, orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Andolsun ki, âkilâne düşünür bir kavim için oradan bir apaçık alâmet bırakmışızdır.
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için oradan apaçık bir ayet bırakmışızdır.
Resim yüklenemedi.