Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالَ إِن كُنتَ جِئْتَ بِـَٔايَةٍ فَأْتِ بِهَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ
Kâle in kunte ci’te bi âyetin fe’ti bihâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).
Firavun, “Eğer açık bir delil getirdiysen haydi göster onu bakalım, şayet doğru söyleyenlerden isen” dedi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- (Fir’avn) dedi
- قَالَ
- ق و ل
- eğer
- إِنْ
- isen
- كُنْتَ
- ك و ن
- getirmiş
- جِئْتَ
- ج ي ا
- bir ayet
- بِايَةٍ
- ا ي ي
- getir bakalım
- فَأْتِ
- ا ت ي
- onu
- بِهَا
- şayet
- إِنْ
- isen
- كُنْتَ
- ك و ن
- -den
- مِنَ
- doğru söyleyenler-
- الصَّادِقِينَ
- ص د ق
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Firavun, “Eğer açık bir delil getirdiysen haydi göster onu bakalım, şayet doğru söyleyenlerden isen” dedi.
- Diyanet Vakfı: (Firavun) dedi ki: Eğer bir mucize getirdiysen ve gerçekten doğru söylüyorsan onu göster bakalım.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Firavun: «Eğer bir delil ile geldinse, getir onu bakalım, doğru söyleyenlerden isen!» dedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Firavun: «Eğer bir mucize getirdiysen ve eğer doğru söyleyenlerden isen onu göster» dedi.
- Ali Fikri Yavuz: (Firavun, Mûsa’ya şöyle) dedi: “- Eğer sen mû’cize getirdiysen ve sadık kimselerden isen onu (getir) göster.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Eğer, dedi: Bir âyet ile geldinse getir onu bakalım sadıklardan isen
- Fizilal-il Kuran: Firavun: Eğer doğru söylüyorsan ve getirdiğin bir mucize varsa onu göster bakalım, dedi.
- Hasan Basri Çantay: (Fir´avn şöyle) dedi: «Eğer sen bir âyet (mu´cize) getirdiysen göster onu, eğer sadıklardan isen».
- İbni Kesir: Dedi ki: Şayet sen, bir ayet getirdinse; göster onu, eğer sadıklardan isen.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dedi ki: «Eğer sen bir mûcize ile gelmiş isen onu getir, sen sâdıklardan isen.»
- Tefhim-ul Kuran: (Firavun) Dedi ki: «Eğer gerçekten bir ayet getirmişsen ve doğru sözlülerden isen, bu durumda onu getir (bakalım) .»
Resim yüklenemedi.