Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَأُمْلِى لَهُمْ ۚ إِنَّ كَيْدِى مَتِينٌ
Ve umlî lehum, inne keydî metîn(metînun)
Ben onlara mühlet veririm. Şüphesiz benim tuzağım çetindir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve mühlet veriyorum
- وَأُمْلِي
- م ل و
- onlara
- لَهُمْ
- şüphesiz
- إِنَّ
- benim tuzağım
- كَيْدِي
- ك ي د
- sağlamdır
- مَتِينٌ
- م ت ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Ben onlara mühlet veririm. Şüphesiz benim tuzağım çetindir.
- Diyanet Vakfı: Onlara mühlet veririm; (ama) benim cezam çetindir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve Ben onlara mühlet de veririm, çünkü benim kahrım çok çetindir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ayrıca ben onlara mühlet de veririm. Fakat benim tuzak kurup helâk edişim pek çetindir.
- Ali Fikri Yavuz: Bir de ben, onlara mühlet veririm, (istedikleri gibi yaşarlar). Fakat ihsan görünüşünde, helâk ve perişan edişim pek çetindir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve ben onların ipini uzatırım, çünkü keydim pek metîndir
- Fizilal-il Kuran: Onlara mühlet veririm. Çünkü benim tuzağım sağlamdır.
- Hasan Basri Çantay: Ben onlara mühlet veririm. (Onların iplerini uzatıveririm!) Benim lütuf yüzünden kahrım (tahammül edilemeyecek kadar) çetindir.
- İbni Kesir: Ben, onlara mühlet veririm. Muhakkak ki Benim düzenim çetindir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve ben onlara mühlet veririm. Şüphe yok ki, benim yakalamam pek şedittir.
- Tefhim-ul Kuran: Onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
Resim yüklenemedi.