Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالَ قَدْ وَقَعَ عَلَيْكُم مِّن رَّبِّكُمْ رِجْسٌ وَغَضَبٌ ۖ أَتُجَٰدِلُونَنِى فِىٓ أَسْمَآءٍ سَمَّيْتُمُوهَآ أَنتُمْ وَءَابَآؤُكُم مَّا نَزَّلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَٰنٍ ۚ فَٱنتَظِرُوٓا۟ إِنِّى مَعَكُم مِّنَ ٱلْمُنتَظِرِينَ
Kâle kad vakaa aleykum min rabbikum ricsun ve gadabun, e tucâdilûnenî fî esmâin semmeytumûhâ entum ve âbâukum mâ nezzelallâhu bihâ min sultânin, fentezırû innî meakum minel muntezırîn(muntezırîne).
Hûd, “Artık size Rabbinizden bir azap ve öfke inmiştir. Allah’ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve babalarınızın uydurduğu birtakım isimler (düzmece tanrılar) hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” dedi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dedi ki
- قَالَ
- ق و ل
- artık
- قَدْ
- inmiştir
- وَقَعَ
- و ق ع
- size
- عَلَيْكُمْ
- -den
- مِنْ
- Rabbiniz-
- رَبِّكُمْ
- ر ب ب
- bir pislik
- رِجْسٌ
- ر ج س
- ve gazab
- وَغَضَبٌ
- غ ض ب
- benimle mi tartışıyorsunuz?
- أَتُجَادِلُونَنِي
- ج د ل
- hakkında
- فِي
- isimler
- أَسْمَاءٍ
- س م و
- adlandırdığınız
- سَمَّيْتُمُوهَا
- س م و
- sadece sizin
- أَنْتُمْ
- ve atalarınızın
- وَابَاؤُكُمْ
- ا ب و
- مَا
- indirmediği
- نَزَّلَ
- ن ز ل
- Allah’ın
- اللَّهُ
- onlar için
- بِهَا
- hiçbir
- مِنْ
- delil
- سُلْطَانٍ
- س ل ط
- bekleyin öyle ise
- فَانْتَظِرُوا
- ن ظ ر
- ben de
- إِنِّي
- sizinle beraber
- مَعَكُمْ
- مِنَ
- bekleyenlerdenim
- الْمُنْتَظِرِينَ
- ن ظ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Hûd, “Artık size Rabbinizden bir azap ve öfke inmiştir. Allah’ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve babalarınızın uydurduğu birtakım isimler (düzmece tanrılar) hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” dedi.
- Diyanet Vakfı: (Hûd) dedi ki: «Üzerinize Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir. Haklarında Allah´ın hiçbir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!»
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Hud: «İşte üzerinize Rabbinizden bir azap fırtınası ve bir öfke indi. Siz, benimle sizin ve atalarınızın taktığı kuru adlar hakkında mı tartışıyorsunuz? Oysa Allah onlara hiçbir zaman saltanat indirmedi. Artık gözetin, ben de sizinle birlikte gözetenlerdenim» dedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: (Hûd) dedi ki: «Artık size Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir. Haklarında Allah´ın hiç bir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!
- Ali Fikri Yavuz: Hûd, onlara şöyle dedi: “- Şüphesiz ki, Rabbinizden üzerinize bir azab ve bir gazap gerçekleşti. Sizin ve atalarınızın uydurduğu tanrılar hakkında, siz benimle mücadele mi ediyorsunuz? Allah, onlara hiç bir âyet ve delil indirmedi. Artık azabın gelişini bekleyin, ben de sizinle beraber (onu) bekliyenlerdenim.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte, dedi, üzerinize rabbınızdan bir azab fırtınası bir gadab indi, siz bana sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hakkında mücadele mi ediyorsunuz? Allah onlara hiç bir zaman öyle bir hakkı saltanat indirmedi artık gözetin ben de sizinle beraber gözetenlerdenim
- Fizilal-il Kuran: Hud onlara dedi ki: Rabbinizin azabı ve öfkesi hakkınızda kesinleşti. Allah´ın haklarında hiçbir kanıt indirmediği, kendiniz ve atalarınız tarafından takılmış birtakım adlar üzerine benimle tartışmaya mı girişiyorsunuz? O halde bekleyin bakalım, ben de sizin ile birlikte bekliyorum.
- Hasan Basri Çantay: (Hûd) dedi: «Rabbinizden üzerinize bir azâb, bir gazab hak oldu muhakkak. Kendinizin ve atalarınızın takdığınız (düzme) bir takım adlar (tanrılar) hakkında, Allah onlara bir hüccet indirmemişken, benimle mücâdele mi ediyorsunuz? Artık bekleyin. Şübhesiz ben de sizinle beraber (onu) bekleyenlerdenim».
- İbni Kesir: Dedi ki: Gerçekten üzerinize Rabbınızdan bir azab, bir gazab hak oldu. Allah onlara, kendinizin ve atalarınızın taptığı bir takım adlar hakkında hiç bir hüccet indirmemişken benimle mücadele mi ediyorsunuz? Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dedi ki: «Üzerinize, şüphe yok ki Rabbiniz tarafından bir ikap ve bir gazab tahakkuk etti. Kendinizin ve babalarınızın takmış olduklarınız birtakım adlar hakkında benimle mücadelede mi bulunuyorsunuz? Allah Teâlâ onlara dair hiçbir hüccet indirmiş değildir. Artık bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.»
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun dedi, «Rabbinizden üzerinize bir azab ve bir gazab gerekli kılındı. Sizin bile babalarınızın isimlendirdiği (düzüp uydurduğu) bir takım isimler (düzme tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz ki Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Öyleyse bekleyedurun, şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekliyorum.
Resim yüklenemedi.