Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِذَا لَقُوا۟ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا وَإِذَا خَلَوْا۟ إِلَىٰ شَيَٰطِينِهِمْ قَالُوٓا۟ إِنَّا مَعَكُمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِءُونَ
Ve izâ lekûllezîne âmenû kâlû âmennâ, ve izâ halev ilâ şeyâtînihim, kâlû innâ meakum, innemâ nahnu mustehziûn(mustehziûne).
İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- zaman
- وَإِذَا
- rastladıkları
- لَقُوا
- ل ق ي
- kimselere
- الَّذِينَ
- inanan
- امَنُوا
- ا م ن
- derler
- قَالُوا
- ق و ل
- inandık
- امَنَّا
- ا م ن
- ve zaman
- وَإِذَا
- yalnız kaldıkları
- خَلَوْا
- خ ل و
- ile
- إِلَىٰ
- şeytanları
- شَيَاطِينِهِمْ
- ش ط ن
- derler
- قَالُوا
- ق و ل
- şüphesiz biz
- إِنَّا
- sizinle beraberiz
- مَعَكُمْ
- elbette sadece
- إِنَّمَا
- biz
- نَحْنُ
- (onlarla) alay ediyoruz
- مُسْتَهْزِئُونَ
- ه ز ا
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler.
- Diyanet Vakfı: (Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit «(Biz de) iman ettik» derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir de iman edenlerle karşılaştıklarında: «Biz de inandık» derler. Kendi şeytanları ile başbaşa kaldıklarında: «Emin olun biz sizinle beraberiz, biz ancak alay ediyoruz.» derler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: «İnandık» derler. Fakat şeytanlarıyle yalnız kaldıkları zaman: «Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz.» derler.
- Ali Fikri Yavuz: Bir de müminlerle karşılaştıkları zaman: “- Biz de (sizin gibi) iman ettik” derler. Halbuki şeytanlarıyle (kendilerini aldatan dostlarıyla) yalnız başına kaldıkları zaman: “- Biz (dinde) sizinle beraberiz, biz ancak (müminlerle) istihza edicileriz.” derler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir de iman edenlerle karşılaştılar mı «âmennâ» derler ve kendi şeytanları ile halvet oldular mı «emin olun derler, biz sizinle beraberiz, biz ancak mütehziyiz»
- Fizilal-il Kuran: Onlar müminler ile karşılaştıkları zaman «inandık» derler. Fakat şeytanları, elebaşları ile başbaşa kaldıkları zaman «Biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay ediyoruz» derler.
- Hasan Basri Çantay: Onlar îman edenlere kavuşdukları zaman «inandık» derler. Şeytanlariyle yalınızca (başbaşa) kalınca ise «Emîn olun, biz sizinle beraberiz. Biz ancak istihza edicileriz» derler.
- İbni Kesir: Mü´minlere rastlayınca; inandık, derler. Şeytanları ile başbaşa kalınca da; biz sizinle beraberiz, onlarla sadece istihza etmekteyiz, derler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Onlar imân edenlere rastgelince, «Biz imân ettik,» derler. Kendi şeytanları ile yalnız kalınca da, «Biz sizinle beraberiz, biz ancak o imân edenler ile istihzâda bulunan kimseleriz,» derler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Onlar imân edenlere rastgelince, «Biz imân ettik,» derler. Kendi şeytanları ile yalnız kalınca da, «Biz sizinle beraberiz, biz ancak o imân edenler ile istihzâda bulunan kimseleriz,» derler.
- Tefhim-ul Kuran: İman edenlerle karşılaştıkları zaman: «İman ettik» derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay edicileriz.»
Resim yüklenemedi.