Your browser doesn’t support HTML5 audio
تِلْكَ أُمَّةٌ قَدْ خَلَتْ ۖ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُم مَّا كَسَبْتُمْ ۖ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
Tilke ummetun kad halet lehâ mâ kesebet ve lekum mâ kesebtum ve lâ tus’elûne ammâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- İşte onlar
- تِلْكَ
- bir ümmetti
- أُمَّةٌ
- ا م م
- ki
- قَدْ
- gelip geçti
- خَلَتْ
- خ ل و
- onlarındır
- لَهَا
- şeyler
- مَا
- kazandıkları
- كَسَبَتْ
- ك س ب
- ve sizindir
- وَلَكُمْ
- şeyler
- مَا
- sizin kazandıklarınız
- كَسَبْتُمْ
- ك س ب
- وَلَا
- sorulmazsınız
- تُسْأَلُونَ
- س ا ل
- şeylerden
- عَمَّا
- oldukları
- كَانُوا
- ك و ن
- onların yapıyor
- يَعْمَلُونَ
- ع م ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
- Diyanet Vakfı: Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlar bir ümmetti gelip geçtiler. Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandığınız ve siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar bir ümmet idiler, gelip geçtiler. Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandıklarınız. Ve siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
- Ali Fikri Yavuz: O bir ümmetti, geldi geçti. Onların kazandığı kendilerinin, sizin kazandığınız da sizin; ve siz onların yaptıklarından sorulmazsınız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O bir ümmetti geldi geçti, ona kendi kazandığı size de kendi kazandığınız ve siz onların işlediklerinden mes´ul değilsiniz
- Fizilal-il Kuran: Onlar daha önce gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulmazsınız
- Hasan Basri Çantay: Onlar birer ümmetdi, (gelib) geçdi. (O ümmetlerin) kazandığı kendilerinin, sizin kazandığınız da sizindir ve siz onların işlemiş olduklarından mes´ûl de olacak değilsiniz.
- İbni Kesir: Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Ve siz onların yapmış olduklarından sorulmazsınız.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O bir ümmettir ki, gelip geçmiştir. Ona kendi kazandığı, size de sizin kazandığınız vardır. Ve siz onların yapmış olduklarından mesul olmayacaksınız.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar, bir ümmetti, gelip geçti; onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız.
Resim yüklenemedi.