Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَآ أَنزَلْنَا مِنَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَٱلْهُدَىٰ مِنۢ بَعْدِ مَا بَيَّنَّٰهُ لِلنَّاسِ فِى ٱلْكِتَٰبِ ۙ أُو۟لَٰٓئِكَ يَلْعَنُهُمُ ٱللَّهُ وَيَلْعَنُهُمُ ٱللَّٰعِنُونَ
İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ min el beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul lâinûn(lâinûne).
İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- doğrusu
- إِنَّ
- kimseler
- الَّذِينَ
- gizleyen
- يَكْتُمُونَ
- ك ت م
- şeyleri
- مَا
- indirdiğimiz
- أَنْزَلْنَا
- ن ز ل
- -den
- مِنَ
- açık deliller-
- الْبَيِّنَاتِ
- ب ي ن
- ve hidayeti
- وَالْهُدَىٰ
- ه د ي
- مِنْ
- sonra
- بَعْدِ
- ب ع د
- مَا
- biz açıkça belirttikten
- بَيَّنَّاهُ
- ب ي ن
- insanlara
- لِلنَّاسِ
- ن و س
- فِي
- Kitapta
- الْكِتَابِ
- ك ت ب
- işte onlara
- أُولَٰئِكَ
- la’net eder
- يَلْعَنُهُمُ
- ل ع ن
- Allah
- اللَّهُ
- ve la’net eder
- وَيَلْعَنُهُمُ
- ل ع ن
- bütün la’net edebilenler
- اللَّاعِنُونَ
- ل ع ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder.
- Diyanet Vakfı: İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyet yolunu -kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İndirdiğimiz apaçık ayetleri ve doğruyu, Biz onları insanlar için kitapta iyice açıkladıktan sonra, gizleyenlere Allah da bütün lanet edebilenler de lanet eder.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler.
- Ali Fikri Yavuz: İndirdiğimiz apaçık hükümleri ve doğru yolu, insanlara biz Kitab’da beyan ettikten sonra, gizliyenler (var ya), şüphesiz Allah onlara lânet eder. (onları rahmetinden kovar) ve bütün lânet edebilenler de, onlara lânet okur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İndirdiğimiz beyyinatı ve ayni bidayet olan âyâtı insanlar için biz kitabda beyan ettikten sonra ketm edenler muhakkak ki onlara Allah lâ´net eder, lâ´net şanından olanlar da lâ´net eder
- Fizilal-il Kuran: İndirdiğimiz belgeleri, biz onları Kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya, onlara hem Allah hem de bütün lânet edebilenler lânet eder.
- Hasan Basri Çantay: Hakıykat, indirdiğimiz o açık açık âyetlerimizi ve doğruyu biz kitabda insanlara onu pek aşikâr bir suretde bildirdikden sonra gizleyenler (yok mu?) işte onlar (ın haali:) onlara hem Allah lâ´net eder ve hem lâ´net etmek şânından olanlar lâ´net eder.
- İbni Kesir: İndirdiğimiz, açık delilleri ve hidayeti, kitabda insanlara açıkça beyan ettikten sonra gizleyenlere; muhakkak ki onlara, Allah la´net eder ve la´net etmek şanından olanlar da la´net eder.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O kimseler ki Bizim inzal etmiş olduğumuz beyanatı ve hüdâyı nasa açıkça beyan etmiş olduğumuzdan sonra saklarlar. Muhakkak onlara Allah Teâlâ lânet eder. Ve onlara lânet ediciler de lânette bulunurlar.
- Tefhim-ul Kuran: Gerçek, apaçık belgelerden indirdiklerimizi ve insanlar için Kitapta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; işte onlara, hem Allah lanet eder, hem de lanet ediciler lanet eder.
Resim yüklenemedi.