Your browser doesn’t support HTML5 audio
ٱلَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُم مُّلَٰقُوا۟ رَبِّهِمْ وَأَنَّهُمْ إِلَيْهِ رَٰجِعُونَ
Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini çok iyi bilirler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- onlar ki
- الَّذِينَ
- bilirler
- يَظُنُّونَ
- ظ ن ن
- şüphesiz onlar
- أَنَّهُمْ
- kavuşacaklardır
- مُلَاقُو
- ل ق ي
- Rablerine
- رَبِّهِمْ
- ر ب ب
- ve gerçekten onlar
- وَأَنَّهُمْ
- O’na
- إِلَيْهِ
- döneceklerdir
- رَاجِعُونَ
- ر ج ع
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini çok iyi bilirler.
- Diyanet Vakfı: Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O´na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlar ki, kendilerinin gerçekten Rablerine kavuşacaklarına ve ancak O´na döneceklerine inanırlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O´na döneceklerini bilirler.
- Ali Fikri Yavuz: O saygı gösterip korkanlar, o kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda ona döneceklerini yakînen bilirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): onlar ki kendilerini hakikaten rablerine kavuşuyor ve hakikaten ona rücu ediyor sayarlar, böyle bir huşu ile kılarlar
- Fizilal-il Kuran: Onlar ki, Rabbleri ile buluşacaklarını, kesinlikle O´nun huzuruna döneceklerini bilirler.
- Hasan Basri Çantay: O (yüksek saygı göstere) nler ki onlar hakıykaten Rablerine kavuşucu ve hakıykaten ancak ona dönücü olduklarını bilirler (de namazlarını o vech ile kılarlar).
- İbni Kesir: Onlar ki; Rablarına kavuşacaklarını, O´na döneceklerini kesinlikle bilirler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Hak´tan korkanlar, o zâtlardır ki Rablerine mülâki olacaklarını ve onun huzur-u manevîsine döneceklerini düşünüp teemmül ederler.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar, (mü´minler ise), hiç şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) hiç şüphesiz, O´na döneceklerini bilirler.