Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَهُمْ عَلَىٰ مَا يَفْعَلُونَ بِٱلْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ
Ve hum alâ mâ yef’alûne bil mu’minîne şuhûd(şuhûdun).
(6-7) O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve onlar
- وَهُمْ
- عَلَىٰ
- şeyleri
- مَا
- yaptıkları
- يَفْعَلُونَ
- ف ع ل
- mü’minlere
- بِالْمُؤْمِنِينَ
- ا م ن
- seyrediyorlardı
- شُهُودٌ
- ش ه د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (6-7) O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
- Diyanet Vakfı: (1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Müminlere yaptıklarını bizzat seyrediyorlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
- Ali Fikri Yavuz: Ve müminlere yaptıklarına, (onları yakmalarına) şahid bulunuyorlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Mü´minlere yaptıklarına karşı şâhid de oluyorlardı
- Fizilal-il Kuran: Müminlere yaptıkları işkenceleri seyrediyorlardı.
- Hasan Basri Çantay: Onlar (Allaha) îman edenlere yapacakları (işkenceler) hususunda (hükümdarları nezdinde) şâhidlik edeceklerdi.
- İbni Kesir: Mü´minlere yaptıklarını seyretmekteydiler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (7-8) Ve onlar, mü´minlere yapar olduklarını seyrediciler idi. Ve bunlardan intikam almaları da, bunların azîz, hamîd olan Allah´a imân etmiş olmalarından başka bir şey için değildi.
- Tefhim-ul Kuran: Ve mü´minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Resim yüklenemedi.