Your browser doesn’t support HTML5 audio
عَٰلِمُ ٱلْغَيْبِ فَلَا يُظْهِرُ عَلَىٰ غَيْبِهِۦٓ أَحَدًا
Âlimul gaybi fe lâ yuzhiru alâ gaybihî ehadâ(ehaden).
O, gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- bilendir
- عَالِمُ
- ع ل م
- gaybı
- الْغَيْبِ
- غ ي ب
- فَلَا
- göstermez
- يُظْهِرُ
- ظ ه ر
- عَلَىٰ
- gizli bilgisini
- غَيْبِهِ
- غ ي ب
- kimseye
- أَحَدًا
- ا ح د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: O, gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez.
- Diyanet Vakfı: O bütün görülmeyenleri bilir. Sırlarına kimseyi muttali kılmaz;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): O bütün gaybı bilir, fakat gaybına kimseyi apaçık vakıf kılmaz.
- Elmalılı Hamdi Yazır: O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz.
- Ali Fikri Yavuz: O, bütün gaybi bilendir; gaybe dair ilmini ise, hiç kimseye açmaz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O bütün gaybi bilir, fakat gaybına kimseyi apaçık agâh etmez.
- Fizilal-il Kuran: Gaybın bilgisi O´nun tekelindedir. O gaybın sırlarını hiç kimseye açmaz.
- Hasan Basri Çantay: (O bütün) ğaybı bilendir. Öyle ki gaybına kimseyi muttali etmez O.
- İbni Kesir: Gaybı bilendir. Gaybını kimseye açıklamaz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O, gaybı bilendir, fakat gaybı üzerine bir kimseyi apaçık haberdar etmez.
- Tefhim-ul Kuran: O, gaybi bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz).