Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمْتَرُونَ
İnne hâzâ mâ kuntum bihî temterûn(temterûne).
“İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir!”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- şüphesiz
- إِنَّ
- o
- هَٰذَا
- şeydir
- مَا
- olduğunuz
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- ondan
- بِهِ
- kuşkulanmış
- تَمْتَرُونَ
- م ر ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir!”
- Diyanet Vakfı: (47-50) (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! (ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte o sizin şüphe ve mücadele edip durduğunuz şey budur.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İşte sizin inkâr edip durduğunuz şey budur.»
- Ali Fikri Yavuz: İşte bu azab, sizin (dünyada) şübhe edip durduğunuz şeydir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte o sizin şekk ve mücadele edip durduğunuz bu
- Fizilal-il Kuran: İşte o kuşkulanıp durduğunuz şey budur!
- Hasan Basri Çantay: «Şübhesiz ki bu, (hakkında) şübhe, ve mücâdele edib durduğunuz şeydir».
- İbni Kesir: İşte bu; doğrusu şüphelenip durduğunuz şeydir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Şüphe yok ki, işte bu, kendisinde şekk eder olduğunuz şeydir.»
- Tefhim-ul Kuran: «Gerçekten bu, sizin kuşkuya kapılmakta olduğunuz şeydir.»
Resim yüklenemedi.