Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَا تَطْرُدِ ٱلَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِٱلْغَدَوٰةِ وَٱلْعَشِىِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُۥ ۖ مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِم مِّن شَىْءٍ وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِم مِّن شَىْءٍ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ
Ve lâ tatrudillezîne yed’ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vecheh(vechehu), mâ aleyke min hısâbihim min şey’in ve mâ min hısâbike aleyhim min şey’in fe tatrudehum fe tekûne minez zâlimîn(zâlimîne).
Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- وَلَا
- kovma
- تَطْرُدِ
- ط ر د
- kimseleri
- الَّذِينَ
- yalvaranları
- يَدْعُونَ
- د ع و
- Rablerine
- رَبَّهُمْ
- ر ب ب
- sabah
- بِالْغَدَاةِ
- غ د و
- ve akşam
- وَالْعَشِيِّ
- ع ش و
- isteyerek
- يُرِيدُونَ
- ر و د
- O’nun rızasını
- وَجْهَهُ
- و ج ه
- yoktur
- مَا
- sana
- عَلَيْكَ
- -ndan
- مِنْ
- onların hesabı-
- حِسَابِهِمْ
- ح س ب
- hiçbir
- مِنْ
- şey (sorumluluk)
- شَيْءٍ
- ش ي ا
- ve yoktur
- وَمَا
- -dan
- مِنْ
- senin hesabın-
- حِسَابِكَ
- ح س ب
- onlara
- عَلَيْهِمْ
- hiçbir
- مِنْ
- şey (sorumluk)
- شَيْءٍ
- ش ي ا
- onları kovup da
- فَتَطْرُدَهُمْ
- ط ر د
- olasın
- فَتَكُونَ
- ك و ن
- -den
- مِنَ
- zalimler-
- الظَّالِمِينَ
- ظ ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun.
- Diyanet Vakfı: Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O´na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki bunları kovup da zalimlerden olasın!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Rablerinin rızasını isteyerek, sabah-akşam O´na dua edenleri yanından kovayım deme! Sen onların hesabından sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değildirler ki, biçareleri kovup da zalimlerden olasın.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Sırf Allah´ın rızasını dileyerek sabah akşam Rab´lerine dua edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değiller. Onları yanından kovduğun takdirde zalimlerden olursun.
- Ali Fikri Yavuz: Rablerinin rızasını dileyerek sabah ve akşam O’na dua edenleri (fakirleri), fakirlerle bir arada bulunmak istemiyen müşriklerin arzusuna uyarak, yanından kovma. Onların (o fakirlerin görünüşte iyi olan halleri hakikatte fena olsa bile) hesabından sana hiç bir şey gerekmez ve senin hesabından da onlara bir şey yoktur. Bunun için, onları kovarsan, zulmedenlerden olursun.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve öyle rablarının cemalini istiyerek sabah, akşam ona dua edenleri yanından koğayım deme, sana onların hisabından bir şey yok, senin hisabından da onlara bir şey yok ki biçareleri koğub da zalimlerden olacaksın
- Fizilal-il Kuran: Sırf Rabblerinin rızasını dileyerek sabah, akşam O´na yalvaranları yanından kovma, onların hesabından sana ve senin hesabından onlara bir şey düşmez ki, bu yüzden onları kovarak zalimlerden olasın.
- Hasan Basri Çantay: Sabah, akşam Rablerine, sırf Onun cemâlini dileyerek, düâ edenleri (huzurundan) koğma. Onların (kâfirlerin) hesabından hiç bir şey sana, senin hesabından hiç bir şey de onlara âid değildir. Onları (fakirleri) koğarsın (amma) zaalimlerden olursun.
- İbni Kesir: Sabah, akşam Rabblarına, rızasını dileyerek dua edenleri kovma. Onların hesabından sana bir şey yoktur, senin hesabından onlara bir şey yoktur ki onları kovasın da zalimlerden olasın.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O zâtları yanından kovma ki, sabah ve akşam Rablerine O´nun cemalini dileyerek dua ederler. Senin aleyhine onların hesabından birşey yoktur, ve senin hesabından da onların üzerine birşey yoktur ki, onları kovup da zalimlerden olasın.
- Tefhim-ul Kuran: Sabah akşam -O´nun yüzünü (rızasını) dileyerek- Rablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde birşey (yükümlülük), senin hesabından da bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun.
Resim yüklenemedi.