Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَآ أَرْسَلْنَٰكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَٰلَمِينَ
Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(âlemîne).
(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَمَا
- biz seni göndermedik
- أَرْسَلْنَاكَ
- ر س ل
- başka sebeple
- إِلَّا
- rahmetten
- رَحْمَةً
- ر ح م
- alemler için
- لِلْعَالَمِينَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
- Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Seni sadece bütün kainata rahmet olarak göndermişizdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: (Ey Muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
- Ali Fikri Yavuz: Seni de (ey Rasûlüm), ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve seni sâde âlemîne rahmet olarak göndermişizdir
- Fizilal-il Kuran: Biz seni tüm alemlere rahmet olarak gönderdik.
- Hasan Basri Çantay: Biz, seni (Habîbim) âlemlere (başka bir şey için değil) ancak rahmet için gönderdik.
- İbni Kesir: Biz, seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve seni başka değil, bütün âlemlere bir rahmet olmak için gönderdik.
- Tefhim-ul Kuran: Biz seni alemler için yalnızca bir rahmet olarak gönderdik.