Your browser doesn’t support HTML5 audio
مَا يَأْتِيهِم مِّن ذِكْرٍ مِّن رَّبِّهِم مُّحْدَثٍ إِلَّا ٱسْتَمَعُوهُ وَهُمْ يَلْعَبُونَ
Mâ ye’tîhim min zikrin min rabbihim muhdesin illestemeûhu ve hum yel’abûn(yel’abûne).
(2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- مَا
- kendilerine gelen
- يَأْتِيهِمْ
- ا ت ي
- her
- مِنْ
- ikazı
- ذِكْرٍ
- ذ ك ر
- -den
- مِنْ
- Rablerin-
- رَبِّهِمْ
- ر ب ب
- yeni
- مُحْدَثٍ
- ح د ث
- ancak
- إِلَّا
- dinlerler
- اسْتَمَعُوهُ
- س م ع
- onlar
- وَهُمْ
- eğlenerek
- يَلْعَبُونَ
- ل ع ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”
- Diyanet Vakfı: (2-3) Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Rablerinden kendilerine gelen her yeni uyarıyı ancak alaya alarak dinliyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Rablerinden kendilerine gelen her yeni hatırlatmayı hep eğlenerek dinliyorlar.
- Ali Fikri Yavuz: Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı, hep eğlenerek dinliyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Rablarından kendilerine gelen her yeni ıhtarı mutlak eğlenerek dinliyorlar
- Fizilal-il Kuran: Onlar Rabb´lerinden gelen her yeni uyarıyı kesinlikle alaya alarak dinliyorlar.
- Hasan Basri Çantay: (2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: «Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz»?
- İbni Kesir: Rabblarından kendilerine yeni bir uyarı gelmeye dursun; onlar, bunu mutlaka eğlenerek dinlemişlerdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Onlara Rablerinden yeni bir ihtar gelmez ki, illâ onu müstehziyâne bir halde dinlerler.
- Tefhim-ul Kuran: Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, onlar bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinlemektedirler.