Your browser doesn’t support HTML5 audio
۞ وَلَقَدْ ءَاتَيْنَآ إِبْرَٰهِيمَ رُشْدَهُۥ مِن قَبْلُ وَكُنَّا بِهِۦ عَٰلِمِينَ
Ve lekad âteynâ ibrâhîme ruşdehu min kablu ve kunnâ bihî âlimîn(âlimîne).
Andolsun, daha önce de İbrahim’e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve andolsun
- وَلَقَدْ
- biz vermiştik
- اتَيْنَا
- ا ت ي
- İbrahim’e
- إِبْرَاهِيمَ
- doğru yolu bulma yeteneğini
- رُشْدَهُ
- ر ش د
- مِنْ
- daha önceden
- قَبْلُ
- ق ب ل
- ve biz idik
- وَكُنَّا
- ك و ن
- onu
- بِهِ
- biliyor
- عَالِمِينَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, daha önce de İbrahim’e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk.
- Diyanet Vakfı: Andolsun biz İbrahim´e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki, bundan önce de İbrahim´e olgunluğunu vermiştik ve onun buna layık olduğunu da biliyorduk.
- Elmalılı Hamdi Yazır: And olsun ki biz daha önce İbrahim´e de rüşdünü vermiştik (akla uygun olanı göstermiştik). Biz onu biliyorduk.
- Ali Fikri Yavuz: Azametim hakkı için, biz Mûsa’dan evvel de İbrahîm’e hidayetini vermiştik ve biz, buna (peygamberliğe) ehil olduğunu biliyorduk.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şanım hakkı için bundan evvel de İbrahime rüşdünü vermiştik
- Fizilal-il Kuran: Andolsun ki, daha önce de İbrahim´e doğru ile eğriyi ayırdetme yeteneği vermiştik. Onun peygamberliğe elverişli olduğunu biliyorduk.
- Hasan Basri Çantay: Andolsun ki biz daha evvel Ibrâhîme de rüşdünü verdik ve biz onu (n buna ehil olduğunu) bilenlerdik.
- İbni Kesir: Andolsun ki; Biz, daha önce İbrahim´e de rüşdünü vermiştik. Ve Biz onu bilenlerdik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve andolsun ki, İbrahim´e de bundan evvel rüşdünü vermiştik ve Biz O´na âlimler idik.
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun, bundan önce de İbrahim´e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.
Resim yüklenemedi.