Your browser doesn’t support HTML5 audio
أَلَمْ تَرَ أَنَّ ٱللَّهَ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَخْرَجْنَا بِهِۦ ثَمَرَٰتٍ مُّخْتَلِفًا أَلْوَٰنُهَا ۚ وَمِنَ ٱلْجِبَالِ جُدَدٌۢ بِيضٌ وَحُمْرٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَٰنُهَا وَغَرَابِيبُ سُودٌ
E lem tere ennallâhe enzele mines semâi mâen, fe ahrecnâ bihî semerâtin muhtelifen elvânuhâ, ve minel cibâli cudedun bîdun ve humrun muhtelifun elvânuhâ ve garâbîbu sûd(sûdun).
Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşitli renklerde yollar (katmanlar) var, simsiyah taşlar da var.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- أَلَمْ
- görmedin mi
- تَرَ
- ر ا ي
- elbette
- أَنَّ
- Allah
- اللَّهَ
- indirdi
- أَنْزَلَ
- ن ز ل
- -ten
- مِنَ
- gök-
- السَّمَاءِ
- س م و
- su
- مَاءً
- م و ه
- böylece çıkardık
- فَأَخْرَجْنَا
- خ ر ج
- onunla
- بِهِ
- meyvalar
- ثَمَرَاتٍ
- ث م ر
- çeşit çeşit
- مُخْتَلِفًا
- خ ل ف
- renkleri
- أَلْوَانُهَا
- ل و ن
- ve
- وَمِنَ
- dağlardan
- الْجِبَالِ
- ج ب ل
- yollar
- جُدَدٌ
- ج د د
- beyaz
- بِيضٌ
- ب ي ض
- ve kırmızı
- وَحُمْرٌ
- ح م ر
- değişik
- مُخْتَلِفٌ
- خ ل ف
- renklerde
- أَلْوَانُهَا
- ل و ن
- ve simsiyah
- وَغَرَابِيبُ
- غ ر ب
- kara
- سُودٌ
- س و د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşitli renklerde yollar (katmanlar) var, simsiyah taşlar da var.
- Diyanet Vakfı: Görmedin mi Allah gökten su indirdi. Onunla renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan (geçen) beyaz, kırmızı, değişik renklerde ve simsiyah yollar (yaptık).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Görmedin mi Allah, yukarıdan bir su indirdi de onunla renkleri başka başka birçok meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var, beyazlı, kırmızılı, renkleri çeşitli, bir de kuzguni siyahlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Görmedin mi Allah gökten bir su indirdi. Biz onunla renkleri başka başka meyveler çıkardık. Dağlarda da yollar, beyazlı kırmızılı çeşitli renklerde ve kapkara topraklar var.
- Ali Fikri Yavuz: Görmedin mi, Allah gökten bir yağmur indirdi de onunla cinsleri başka başka bir çok meyveler çıkardı? Dağlardan da (renklerine göre) beyaz ve kırmızı, renkleri çeşitli, hem de kapkara yollar yaptık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Görmedin mi Allah yukardan bir su indirdi de onunla bir çok meyveler çıkardık; renkleri başka başka, dağlardan da yollar var, beyazlı kırmızılı, renkleri muhtelif, hem de kuzgûnî siyahlar
- Fizilal-il Kuran: Allah´ın gökten su indirdiğini görmüyor musun? O su aracılığı ile türlü türlü renkte meyvalar yetiştirdik. Dağlarda beyaz, kırmızı, koyu siyah değişik renklerde yollar, patikalar açtık.
- Hasan Basri Çantay: Allahın, gökden bir su indirdiğini ve işte onunla nev´ileri başka başka meyveler (bitirib) çıkardığımızı görmedin mi? Dağlardan da beyaz beyaz, kırmızı kırmızı, renkleri çeşidli ve kuzgunî siyah yollar (yapdık).
- İbni Kesir: Görmez misin ki; Allah, gökten su indirmiştir. Onunla Biz, türlü türlü renkte meyveler çıkarmışızdır. Dağlardan da beyaz, kırmızı, siyah ve türlü renkte yollar yaptık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Görmedin mi ki, muhakkak Allah gökten bir su indirdi de onunla renkleri muhtelif meyveler çıkardık ve dağlardan da yollar vardır ki, beyazdırlar ve kırmızıdırlar, renkleri muhteliftir ve siyah siyah kayalar da vardır.
- Tefhim-ul Kuran: Allah´ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece biz onunla, renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı, renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık).