Your browser doesn’t support HTML5 audio
لَّقَدْ صَدَقَ ٱللَّهُ رَسُولَهُ ٱلرُّءْيَا بِٱلْحَقِّ ۖ لَتَدْخُلُنَّ ٱلْمَسْجِدَ ٱلْحَرَامَ إِن شَآءَ ٱللَّهُ ءَامِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُءُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَ ۖ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا۟ فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَٰلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا
Lekad sadakallâhu resûlehur ru’yâ bil hakk(hakkı), le tedhulunnel mescidel harâme inşâallâhu âminîne muhallikîne ruûsekum ve mukassırîne lâ tehâfûn(tehâfûne), fe alime mâ lem ta’lemû fe ceale min dûni zâlike fethan karîbâ(karîben).
Andolsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- andolsun
- لَقَدْ
- doğruladı
- صَدَقَ
- ص د ق
- Allah
- اللَّهُ
- Elçisinin
- رَسُولَهُ
- ر س ل
- rüyasını
- الرُّؤْيَا
- ر ا ي
- hak ile
- بِالْحَقِّ
- ح ق ق
- gireceksiniz
- لَتَدْخُلُنَّ
- د خ ل
- Mescid-i
- الْمَسْجِدَ
- س ج د
- Haram’a
- الْحَرَامَ
- ح ر م
- eğer
- إِنْ
- dilerse
- شَاءَ
- ش ي ا
- Allah
- اللَّهُ
- güven içinde
- امِنِينَ
- ا م ن
- traş ederek
- مُحَلِّقِينَ
- ح ل ق
- başlarınızı
- رُءُوسَكُمْ
- ر ا س
- ve(ya) kısaltarak
- وَمُقَصِّرِينَ
- ق ص ر
- لَا
- korkmadan
- تَخَافُونَ
- خ و ف
- böylece bildi
- فَعَلِمَ
- ع ل م
- şeyi
- مَا
- لَمْ
- sizin bilmediğiniz
- تَعْلَمُوا
- ع ل م
- ve verdi
- فَجَعَلَ
- ج ع ل
- مِنْ
- başka
- دُونِ
- د و ن
- bundan
- ذَٰلِكَ
- bir fetih
- فَتْحًا
- ف ت ح
- yakın
- قَرِيبًا
- ق ر ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi.
- Diyanet Vakfı: Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram´a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki, Allah gerçekten peygamberine o rüyayı hakkıyla doğru gösterdi, Şanıma yemin ederim ki, İnşaallah Mescid-i Haram´a güvenlik içinde başlarınızı kazıtarak, kırkarak korkusuzca gireceksiniz! Ancak O, sizin bilmediğiniz şeyleri bildi de ondan önce yakın bir fetih verdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram´a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinzi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.
- Ali Fikri Yavuz: And olsun ki Allah, gerçekten Peygamberine o rüyayı hak olarak doğru gösterdi. And olsun ki, İnşaallah emniyet içinde bulunan kimseler olarak başlarınızı traş etmiş ve kısaltmış olduğunuz halde korkmazsınız mutlaka Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Fakat Allah sizin bilmediğiniz şeyleri bildi de Mekke fethinden önce, yakın bir fetih (Hayber fethini) yaptı. (Hz. Peygamber Hudeybiye seferine çıkmazdan önce bir rüya görmüş ve emniyet içerisinde umre haccını ifa edeceklerini ashab-ı kirama bildirmişlerdi. Fakat Mekke’nin fethi ertesi yıla kalınca, imanı zayıf bazı kimseler “münafıklar” dedi koduya başladılar. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil olmuştur.)
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şanına kasem olsun ki Allah hakikaten Resulüne o rü´yayı hakkıyle sadık gösterdi, şanına kasem olsun ki inşâallah Mescidi harama emniyyetler içinde, başlarınızı kazıtarak, kırkarak, korkunuz olmıyarak sureti kat´iyyede gireceksiniz, fakat sizin bilmediğiniz şeyleri bildi de ondan önce yakın bir fetih yaptı
- Fizilal-il Kuran: Andolsun ki Allah, Peygamberinin rüyasının gerçek olduğunu tasdik eder. Ey inananlar! Siz, Allah dilerse, güven içinde başlarınızı tıraş etmiş veya saçlarınız kısaltılmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram´a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. Size bundan başka, yakın zamanda bir zafer verecektir.
- Hasan Basri Çantay: Andolsun ki Allah, resulünün gördüğü rü´yânın hak olduğunu tasdıyk etmişdir. İnşâallah (hepiniz) —emniyyet içinde, (kiminiz) başlarınızı tıraş etdirerek, (kiminiz saçlarınızı) kısaltarak— korkusuzca mutlakaa Mescid-i haraama gireceksiniz. Fakat (Allah) sizin bilmediğinizi bildi de ondan önce yakın bir feth yapdı.
- İbni Kesir: Andolsun ki; Allah, Rasulünün gördüğü rü´yanın hak olduğunu tasdik etmiştir. Allah, dilerse; siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş veya saçlarınızı kısaltmış olarak korkmadan Mescid-i Haram´a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bilir. Bundan başka size yakın bir zamanda bir feth de verecektir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Şanıma kasem olsun ki, Allah Teâlâ Peygamberine rüyâsını bihakkın sâdık kılmıştır. Muhakkak ki, Kâbe-i Muazzama´ya inşaallah emînler, başlarınızı traş etmiş ve (saçlarınızı) kısaltmış olduğunuz halde korkunuz olmaksızın gireceksinizdir. Fakat sizin bilmediklerinizi bildi ve ondan önce bir yakın feth (nâsib) kıldı.
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun ki Allah Peygamberine o rüyayı doğru ve hak olarak gösterdi. İnşallah Kabe´ye emniyet ve güven içinde, korkmadan (mutlaka) gireceksiniz, başlarınızı da traş etmiş ve kısaltmış olarak. Allah sizin bilmediğiniz şeyleri bildiği için (Mekke´nin fethinden) önce daha yakın bir fetih (Hayber´in fethini) nasip etti.
Resim yüklenemedi.