Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَعِبَادُ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلَّذِينَ يَمْشُونَ عَلَى ٱلْأَرْضِ هَوْنًا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ ٱلْجَٰهِلُونَ قَالُوا۟ سَلَٰمًا
Ve ibâdur rahmânillezîne yemşûne alel ardı hevnen ve izâ hâtabehumul câhilûne kâlû selâmâ(selâmen).
Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve kulları
- وَعِبَادُ
- ع ب د
- Rahman’ın
- الرَّحْمَٰنِ
- ر ح م
- öyle kimselerdir ki
- الَّذِينَ
- yürürler
- يَمْشُونَ
- م ش ي
- عَلَى
- yeryüzünde
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- mütevazi olarak
- هَوْنًا
- ه و ن
- ne zaman ki
- وَإِذَا
- kendilerine laf atarsa
- خَاطَبَهُمُ
- خ ط ب
- cahiller
- الْجَاهِلُونَ
- ج ه ل
- derler
- قَالُوا
- ق و ل
- Selam
- سَلَامًا
- س ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.
- Diyanet Vakfı: Rahmân´ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler);
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve Rahman´ın kulları; O kimseler ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahiller kendilerine laf attıkları zaman «Selametle!» derler;
- Elmalılı Hamdi Yazır: O çok merhametli Allah´ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman (incitmeksizin) «selam» derler (geçerler).
- Ali Fikri Yavuz: Rahmân’ın o kulları ki, onlar yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler, cahiller kendilerine (hoşlanmadıkları bir) lâf attıkları zaman, “Selâm” derler (sözün doğrusunu söylerler ve onlarla çatışmazlar);
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve o Rahmânın kulları: onlar ki Arzın üzerinde mülayemetle yürürler ve cahiller kendilerine lâf attığı vakıt selâmetle... derler
- Fizilal-il Kuran: Rahman´ın hâs kulları o kimselerdir ki, onlar yeryüzünde yumuşak adımlar atarak yürürler. Kendini bilmezler onlara sataştıklarında yumuşak sözlerle karşılık verirler.
- Hasan Basri Çantay: O çok esirgeyen (Allah´ın haas) kulları, ki onlar yer (yüzün) de vekaar ve tevazu ile yürürler, kendilerine beyinsizler (hoşa gitmeyecek) lâflar atdığı zaman «Selâm (etle» de (yib geçe) rler.
- İbni Kesir: Rahman´ın kulları, onlardır ki; yeryüzünde mütevazi olarak yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman, selam, derler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve Rahmân´ın (halis) kulları onlardır ki, yeryüzünde mütevaziyâne bir halde yürürler ve cahiller onlara hitab ettikleri vakit, «Selâmetle,» derler.
- Tefhim-ul Kuran: O Rahman (olan Allah)´ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendilerine muhatap oldukları zaman da «Selam» derler.