Your browser doesn’t support HTML5 audio
خَٰلِدِينَ فِيهَا ۚ حَسُنَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا
Hâlidîne fîhâ, hasunet mustekarren ve mukâmâ(mukâmen).
Orada ebedî kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ebedi kalacaklardır
- خَالِدِينَ
- خ ل د
- orada
- فِيهَا
- ne güzel
- حَسُنَتْ
- ح س ن
- karargahtır
- مُسْتَقَرًّا
- ق ر ر
- ve makamdır
- وَمُقَامًا
- ق و م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Orada ebedî kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!
- Diyanet Vakfı: Orada ebedî kalacaklardır. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Orada ebedi kalacaklar; ne güzel durulacak bir yer, ne güzel bir makam!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Orada ebedî kalacaklar, orası ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdır.
- Ali Fikri Yavuz: Orada ebedî kalacaklar; o ne güzel bir karargâh ne güzel bir makamdır!...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Orada ebedi kalacaklar, ne güzel makarr ne güzel makam
- Fizilal-il Kuran: Orada sürekli kalacaklardır. Orası ne güzel bir konut ve ne güzel bir barınaktır.
- Hasan Basri Çantay: Orada ebedî kalıcıdırlar onlar. O, ne güzel bir karargâhdır, (ne güzel) bir ikaametgâhdır!
- İbni Kesir: Orada temelli kalırlar. Orası ne güzel bir yer ve ne güzel bir duraktır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Orada müebbet sûrette kalacaklardır. (Orası) Bir karargâh ve bir ikematgâh olmak üzere ne güzel olmuştur.
- Tefhim-ul Kuran: Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargâh ve ne güzel bir konaklama yeridir.
Resim yüklenemedi.