Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ ٱلْوَاقِعَةُ
Fe yevme izin vekaatil vâkıah(vâkıatu).
(13-15) Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- işte o gün
- فَيَوْمَئِذٍ
- vuku bulur
- وَقَعَتِ
- و ق ع
- olacak olan
- الْوَاقِعَةُ
- و ق ع
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (13-15) Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.
- Diyanet Vakfı: (13-15) Artık Sûr´a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): işte o zaman o kıyamet kopmuş olacaktır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İşte o gün olacak olur.
- Ali Fikri Yavuz: İşte o gün, kıyamet kopmuştur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte o gün o vâkıa vukua gelmiştir
- Fizilal-il Kuran: İşte o vak´a olmuştur.
- Hasan Basri Çantay: İşte o zaman olan olmuş (kıyamet kopmuş) dur.
- İbni Kesir: İşte o gün; olan olmuştur.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (15-17) İşte o günde Kıyamet vukûa gelmiş olur. Ve gök yarılmıştır, artık o, o günde pek zaiftir. Ve melek (zümresi) onun çevresindedir ve Rabbin Arş´ını, başları üzerinde sekiz melek yüklenir.
- Tefhim-ul Kuran: İşte o gün, vakıa (bir gerçek olan kıyamet) artık vuku bulmuş (gerçekleşmiş)tir.
Resim yüklenemedi.