Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَمْ أَدْرِ مَا حِسَابِيَهْ
Ve lem edri mâ hısâbiyeh.
“Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve hiç
- وَلَمْ
- bilmeseydim
- أَدْرِ
- د ر ي
- nedir
- مَا
- hesabım
- حِسَابِيَهْ
- ح س ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.”
- Diyanet Vakfı: (25-26) Kitabı sol tarafından verilene gelince, o: Keşke, der, bana kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve hesabımın ne olduğunu öğrenmeseydim!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim,
- Ali Fikri Yavuz: Hesabımın da ne olduğunu bilmeseydim.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve vâkıf olmasa idim ne imiş? Hisabıma
- Fizilal-il Kuran: Şu hesabımı hiç görmemiş olsaydım!
- Hasan Basri Çantay: «Hisâbımın da ne olduğunu bilmeseydim».
- İbni Kesir: Hesabımın da ne olduğunu bilmeseydim.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş olur, (o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»
- Tefhim-ul Kuran: «Hesabımı da hiç bilmeseydim.»
Resim yüklenemedi.