Your browser doesn’t support HTML5 audio
كَذَّبَتْ ثَمُودُ وَعَادٌۢ بِٱلْقَارِعَةِ
Kezzebet semûdu ve âdun bil kâriah(kâriati).
Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- yalanladılar
- كَذَّبَتْ
- ك ذ ب
- Semud
- ثَمُودُ
- ve ’Ad
- وَعَادٌ
- ع و د
- başa çarpan olayı
- بِالْقَارِعَةِ
- ق ر ع
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar.
- Diyanet Vakfı: Semûd ve Âd kavimleri, kapılarını çalacak felâketi (kıyameti) yalan saymışlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Semud ve Ad inanmadı o (beyinlerinde patlayacak) kıyamete!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Semûd ve Âd, kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı.
- Ali Fikri Yavuz: (Salih’in kavmi) Semûd ve (Hûd’un kavmi) Âd, o kıyamete inanmadı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İnanmadı Semud-ü Âd o kariaya.
- Fizilal-il Kuran: Semûd ve Âd, mutlaka patlak verecek olan kıyameti yalan saydılar.
- Hasan Basri Çantay: Semuud ile Aad (kavmleri ta yüreklerinde) patlayacak olan o kıyameti tekzîb etdi (ler).
- İbni Kesir: Semud ve Ad, tepelerine inecek olanı yalanladılar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Semûd ve Âd kavimleri. O korkunç vak´ayı (yani Kıyameti) yalan saymıştı.
- Tefhim-ul Kuran: Semûd ve Ad (toplumları), ´mutlaka patlak verecek kıyamet´i yalan saydılar.
Resim yüklenemedi.