Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالُوا۟ بَشَّرْنَٰكَ بِٱلْحَقِّ فَلَا تَكُن مِّنَ ٱلْقَٰنِطِينَ
Kâlû beşşernâke bil hakkı fe lâ tekun minel kânıtîn(kânıtîne).
“Biz sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizlerden olma” dediler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler
- قَالُوا
- ق و ل
- sana müjdeledik
- بَشَّرْنَاكَ
- ب ش ر
- gerçeği
- بِالْحَقِّ
- ح ق ق
- asla
- فَلَا
- olma
- تَكُنْ
- ك و ن
- -den
- مِنَ
- umut kesenler-
- الْقَانِطِينَ
- ق ن ط
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Biz sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizlerden olma” dediler.
- Diyanet Vakfı: Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlar: «Biz seni gerçek şeyle müjdeledik; onun için ümidini kesenlerden olma!» dedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Melekler: «Seni gerçekle müjdeliyoruz. Sakın Allah´ın rahmetinden ümidini kesenlerden olma!» dediler.
- Ali Fikri Yavuz: Onlar: “- Seni hak ve gerçekle müjdeledik, onun için Allah’ın rahmetinden ümidini kesenlerden olma” dediler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Seni dediler: emri hakkile tebşir ettik, onun için ümidi kesenlerden olma
- Fizilal-il Kuran: Onlar dediler ki «Sana bu müjdeyi gerçeğe dayanarak veriyoruz, sakın umutsuzlardan olma.»
- Hasan Basri Çantay: Dediler: «Seni hak olarak muştuluyoruz. O halde ümîdini kesenlerden olma».
- İbni Kesir: Dediler ki: Seni gerçekten müjdeliyoruz, öyleyse ümidini kesenlerden olma.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik, artık sen ümitsizliğe düşmüş olanlardan olma.»
- Tefhim-ul Kuran: Dediler ki: «Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma.»