Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَأَتَيْنَٰكَ بِٱلْحَقِّ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ
Ve eteynâke bil hakkı ve innâ le sâdikûn(sâdikûne).
“Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve sana getirdik
- وَأَتَيْنَاكَ
- ا ت ي
- gerçeği
- بِالْحَقِّ
- ح ق ق
- ve biz elbette
- وَإِنَّا
- doğru söyleyenleriz
- لَصَادِقُونَ
- ص د ق
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”
- Diyanet Vakfı: Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Sana gerçekle geldik, emin ol biz doğru söyleyenleriz.
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Sana gerçeği getirdik; biz elbette doğru söylüyoruz.»
- Ali Fikri Yavuz: Sana, onların azabına dair gerçekle geldik, ve biz muhakkak doğru söyleyicileriz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve sana emri hakkile geldik, emin ol biz sadıklarız
- Fizilal-il Kuran: Sana gerçeği getirdik, kesinlikle doğru söylüyoruz.
- Hasan Basri Çantay: «Sana Hak (kın emri) ile geldik. Biz şübhesiz doğru söyleyenleriz».
- İbni Kesir: Gerçekle geldik sana. Biz, şüphesiz doğru söyleyenleriz, dediler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»
- Tefhim-ul Kuran: «Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.»
Resim yüklenemedi.