Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّلْمُؤْمِنِينَ
İnne fî zâlike le âyeten lil mu’minîn(mu’minîne).
Şüphesiz bunda inananlar için bir ibret vardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- elbette
- إِنَّ
- فِي
- bunda
- ذَٰلِكَ
- bir ibret vardır
- لَايَةً
- ا ي ي
- inananlar için
- لِلْمُؤْمِنِينَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz bunda inananlar için bir ibret vardır.
- Diyanet Vakfı: Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Kesinlikle bunda imanı olanlar için bir ibret vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Şüphesiz ki, bunda iman edenler için bir ibret vardır.
- Ali Fikri Yavuz: Gerçekten bunda iman edenler için bir ibret vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): elbette bunda iymanı olanlar için bir âyet var
- Fizilal-il Kuran: Bu yıkıntılarda mü´minler için ibret dersleri vardır.
- Hasan Basri Çantay: Bunda îman edenler için muhakkak bir ibret vardır.
- İbni Kesir: Muhakkak ki bunda, inananlar için ayetler vardır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (76-77) Ve şüphe yok ki, o bir sabit yoldur. Muhakkak ki, bunda mü´minler için elbette bir ibret vardır.
- Tefhim-ul Kuran: Elbette, bunda iman edenler için gerçekten ayetler vardır.
Resim yüklenemedi.