Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَءَاتَيْنَٰهُمْ ءَايَٰتِنَا فَكَانُوا۟ عَنْهَا مُعْرِضِينَ
Ve âteynâhum âyâtinâ fe kânû anhâ mu’rıdîn(mu’rıdîne).
Biz, onlara âyetlerimizi vermiştik de onlardan yüz çevirmişlerdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve onlara verdik
- وَاتَيْنَاهُمْ
- ا ت ي
- ayetlerimizi
- ايَاتِنَا
- ا ي ي
- fakat idiler
- فَكَانُوا
- ك و ن
- onlardan
- عَنْهَا
- yüz çeviriyorlar
- مُعْرِضِينَ
- ع ر ض
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz, onlara âyetlerimizi vermiştik de onlardan yüz çevirmişlerdi.
- Diyanet Vakfı: Biz onlara mucizelerimizi vermiştik; fakat onlardan yüz çevirmişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz onlara ayetlerimizi vermiştik, fakat onlardan yüz çeviriyorlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz, onlara âyetlerimizi vermiştik de onlar, yüz çeviriyorlardı.
- Ali Fikri Yavuz: Biz, onlara, mûcizelerimizi vermiştik de onlardan yüz çevirip durmuşlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve biz onlara âyetlerimizi vermiştik de ondan i´raz ediyorlardı
- Fizilal-il Kuran: Onlara mucizelerimizi gösterdik, fakat onlar yüz çevirdiler.
- Hasan Basri Çantay: Biz onlara âyetlerimizi vermişdik de bunlardan yüz çevirici idiler.
- İbni Kesir: Onlara ayetlerimizi verdiğimiz halde yüz çevirmişlerdi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onlara âyetlerimizi vermiş idik de onlardan yüz çevirici olmuşlardı.
- Tefhim-ul Kuran: Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz çevirmişlerdi.
Resim yüklenemedi.