Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَمَّا ٱلَّذِينَ شَقُوا۟ فَفِى ٱلنَّارِ لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَشَهِيقٌ
Fe emmellezîne şekû fe fîn nâri lehum fîhâ zefîrun ve şehîk(şehîkun).
Mutsuz olanlara gelince; cehennemdedirler. Onların orada şiddetli bir soluyuşları vardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- فَأَمَّا
- kimseler
- الَّذِينَ
- bedbaht olan(lar)
- شَقُوا
- ش ق و
- içindedirler
- فَفِي
- ateş
- النَّارِ
- ن و ر
- onların vardır
- لَهُمْ
- orada
- فِيهَا
- korkunç çığlıkları
- زَفِيرٌ
- ز ف ر
- ve inlemeleri
- وَشَهِيقٌ
- ش ه ق
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Mutsuz olanlara gelince; cehennemdedirler. Onların orada şiddetli bir soluyuşları vardır.
- Diyanet Vakfı: Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Mutsuzlar, ateştedirler; çok feci bir soluyuşları ve hıçkırıkları vardır orada.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bedbaht olanlar ateştedirler. Onlar orada başka türlü soluyacak, başka türlü haykıracaklar.
- Ali Fikri Yavuz: Muazzeb olanlar, ateştedirler ki, onlar için orada feci bir inilti ve soluma vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İmdi bedbaht olanlar ateştedirler, orada onlara öyle bir soluyuş ve hıçkırış vardır ki
- Fizilal-il Kuran: Bedbahtların varacakları yer cehennem ateşidir. Onların orada ahlandıkları, vahlandıkları, hırıltılı seslerle inledikleri duyulur.
- Hasan Basri Çantay: Şakıy olanlara gelince: Onlar ateşdedirler ki orada (çok fecî) bir nefes alıb vermeleri vardır onların.
- İbni Kesir: Bedbahtlara gelince; onlar, cehennenmdedirler. Orada yüksek sesle solurlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: İmdi şekavete düşmüş olanlar ateştedirler. Onlar için orada şiddetli bir soluyuş ve bir hıçkırık vardır.
- Tefhim-ul Kuran: Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orda (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.
Resim yüklenemedi.