Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَٱنتَظِرُوٓا۟ إِنَّا مُنتَظِرُونَ
Ventazır(ventazırû), innâ muntazırûn(muntazırûne).
“Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve bekleyin
- وَانْتَظِرُوا
- ن ظ ر
- biz de
- إِنَّا
- beklemekteyiz
- مُنْتَظِرُونَ
- ن ظ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.”
- Diyanet Vakfı: Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bekleyin! Her halde biz de bekliyoruz.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Siz bekleyin görün, biz de bekleyip göreceğiz.
- Ali Fikri Yavuz: Gözetleyin akıbetinizi, biz de bunu gözetleyiciyiz.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve gözetin herhalde biz gözetiyoruz
- Fizilal-il Kuran: Bekleyiniz bakalım, biz de bekliyoruz.
- Hasan Basri Çantay: «Siz gözetleyin, biz de her halde gözetleyiciyiz».
- İbni Kesir: Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ve siz gözetiniz, şüphesiz ki biz de gözetenleriz.»
- Tefhim-ul Kuran: Ve gözleyip durun; gerçekten biz de gözleyip durmaktayız.»
Resim yüklenemedi.