Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَأُوحِىَ إِلَىٰ نُوحٍ أَنَّهُۥ لَن يُؤْمِنَ مِن قَوْمِكَ إِلَّا مَن قَدْ ءَامَنَ فَلَا تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ
Ve ûhiye ilâ nûhın ennehu len yu’mine min kavmike illâ men kad âmene fe lâ tebteis bi mâ kânû yef’alûn(yef’alûne).
Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek. O hâlde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- vahyolundu
- وَأُوحِيَ
- و ح ي
- إِلَىٰ
- Nuh’a
- نُوحٍ
- gerçekten
- أَنَّهُ
- لَنْ
- kimse iman etmeyecek
- يُؤْمِنَ
- ا م ن
- -den
- مِنْ
- kavmin-
- قَوْمِكَ
- ق و م
- dışında
- إِلَّا
- kimselerin
- مَنْ
- (şimdiye kadar)
- قَدْ
- iman eden
- امَنَ
- ا م ن
- فَلَا
- üzülme
- تَبْتَئِسْ
- ب ا س
- dolayı
- بِمَا
- كَانُوا
- ك و ن
- onların yaptıklarından
- يَفْعَلُونَ
- ف ع ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek. O hâlde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme.”
- Diyanet Vakfı: Nuh´a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir de Nuh´a vahyolunmuştu ki: «Haberin olsun, kavminden iman etmiş olanların dışında hiçbiri iman etmeyecektir; onun için her ne yaparlarsa gam yeme!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ayrıca Nuh´a şöyle vahyettik: «Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme.»
- Ali Fikri Yavuz: Nûh’a şöyle vahyolunmuştu: “- Haberin olsun, önceden iman edenlerden başka, kavminden hiç biri asla iman etmiyecek. O halde yaptıkları şeylerden (eziyet ve tekziplerden ) ötürü kederlenme.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir de Nuha vahyolunmuştu ki haberin olsun kavminden iyman etmiş olanlardan maada hiç biri iyman etmiyecek, onun için her ne yaparlarsa gam yeme de
- Fizilal-il Kuran: Nuh´a vahiy yolu ile bildirildi ki; «Daha önce inananlar dışında soydaşlarından başka inanan olmayacaktır. Onların yaptıklarından dolayı üzülme.»
- Hasan Basri Çantay: Nuha şu hakıykat vahy olundu: «Kavminden gerçek îman etmiş olanlardan başkası asla îman etmeyecekdir. O halde (bîhûde üzülüb de) işleyegeldikleri şeylerden (tecâvüzlerden) dolayı tasalanma».
- İbni Kesir: Nuh´a vahyolundu ki: Senin kavminden iman edenlerden başkası asla inanmayacaktır. Bunun için onların işlediklerine üzülme.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve Nûh´a vahyolundu ki, «Muhakkak kavminden imân etmeyecektir, ancak cidden imân etmiş olanlar müstesna. Artık yapar oldukları şey ile mahzun olma.»
- Tefhim-ul Kuran: Nuh´a vahyedildi: «Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme.»
Resim yüklenemedi.